Geçen pazar ÖSS yapıldı. Sınava katılan bütün öğrencilere haklarında hayırlısı neyse onun olmasını temenni ediyorum. Bu arada sınav öncesi, bir din görevlisinin açıklaması dikkatimi çekti. Görevli aklınca, öğrencilerin sınav öncesi İslam büyüklerinin türbelerine gidip dua etmelerinin, bu büyükleri vesile kılmalarının yanlış olduğunu söyleyerek onları uyarıyordu: "Bazı öğrencilerin yanlış yaptığını görüyoruz. ÖSS öncesi türbe gibi yerleri ziyaret edip, bu insanlardan yardım dilemek caiz değildir, yanlıştır. Hatta, bu tür durumlarda kâr beklerken zarar edilebileceği de unutulmamalıdır." Bu yanıltıcı açıklamayı ve uyarıyı(!) fırsat bilen, her vesile ile İslami değerlerden insanları uzaklaştırmayı kendilerine gaye edinmiş malum zevatlar, malum kanallarda hemen boy gösterdiler. İşi daha da ileriye götürüp, türbe ziyaretinin, türbede dua etmenin, buradaki İslam büyüğünden yardım istemenin şirk, küfür olduğunu söylediler. Yıllardır bu kimseler, "hurafe" "şirk" yakıştırmaları ile halkımızı manevi değerlerimizden uzaklaştırmaya çalışmakta; halkımız da inadına bunların söylediklerinin tersini yaparak manevi değerlerini korumaya çalışmaktadır. Geçmiş yıllarda bir Ramazan-ı şerifte, birisi çıkıp, "Hırka-i şerif, sakal-ı şerif ziyareti şirk, kimse gitmesin!" demişti. Bu açıklamasından sonra, Fatih'te, Hırka-i şerif Camii'ne büyük bir akın olmuş, izdiham sebebiyle ziyaretler güçlükle yapılabilmişti. Halkımız aklıselim sahibi olduğu için doğruyu bulmada önemli bir metot geliştirdi; bu malum zevatlar ne söylüyorlarsa tersini yaparak en doğruyu buluyor. Bu defa da öyle oldu, İstanbul'da başta Eyüp Sultan hazretlerinin türbesi olmak üzere meşhur bütün türbeler dolup taştı. Sadece İstanbul değil Anadolu'da da durum aynıydı. Halkımızın inancıyla oynama, asli değerlerinden uzaklaştırma gayretleri yeni değil, sadece bu olay ile de sınırlı değil tabii ki. Tanzimattan beri, halkının örf ve âdetlerinden, inancından uzak, sesleri gür çıkan entelektüel bir azınlık, her fırsatta, her olayda temcit pilavı gibi böyle dayatmaları halkın önüne koymaktadır. Gerçek niyetlerini halktan çekindikleri için açıkça ortaya koyamasalar da, çeşitli kılıflarla, dolaylı yollardan halkın önüne sürüyorlar. Örnek mi, sayamayacağımız kadar çok: Zinanın suç sayılması istendi, bunlar hemen karşı çıkıp, "hayır suç sayamazsınız" dediler. Gençlerimiz bağımlı olmasınlar diye içkiye sınır konulmak istendi, bütün güçleri ile ortaya çıkıp, içkiye karşı çıkmak gericiliktir, diyerek buna da mani oldular. İhtiyaç olan yerlerde cami yapılmak istendi, bu kadar camiye ne lüzum var, deyip buna da engel oldular. Fakat kilise yapımına karşı çıkmadıkları gibi alkış da verdiler. Okullarda, insanı yaratan Allahtır, denildiğinde, böyle söymemek gericiliktir, insan maymundan geldi diyerek tepki gösterdiler. Merak ediyorum; dünyada halkının değerlerine bu kadar uzak, bu kadar düşman başka bir "aydın" kesimi var mı? İşin sevindirici tarafı halkımızın doğruyu bulmada sağlam bir metodu olduğu için gür seslerine rağmen manevi değerlerimize istedikleri zararı veremediler. Konumuza dönecek olursak; öğrenciler türbe ziyaretlerinde, belki aşırılıklar ve yanlışlıklar yapmış olabilirler. Bunu düzeltmeye çalışmayıp, 14 asırdır yapıla gelen türbe ziyaretlerini tamamen ortadan kaldırma teşebbüsleri art niyetli olduklarını göstermiyor mu? Yarın da, türbe ziyaretinin dinimizdeki yeri üzerinde durmak istiyorum. > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com