Sual: Eve yarasa girmesi uğursuzluk mudur? Şu iş bana uğurlu veya uğursuz geldi demek caiz midir? CEVAP: Uğur, iyilik getirdiği sanılan şey veya belirti, hayır, iyilik, bereket demektir. Uğursuz, kötülük ve zarar getirdiği sanılan şeydir. Uğursuzluk, bir şeyi veya bir olayı kötüye yorumlamaktır. Dinimizde uğursuzluk yoktur. Eve yarasanın girmesi uğursuzluk değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur.) [Hadika] Yahudiler ve Hristiyanlar, uğursuzluk var sanıyorlar. Mesela Hristiyanlar 13 rakamını uğursuz sayarlar. (Şu iş veya şu ev bana uğursuz geldi) veya (uğurlu geldi) gibi sözleri söylemekte ise mahzur yoktur. Bir hadis-i şerif meali: (Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor!) [Beyheki] Mezhebine uyan kurtulur Sual: Bir müctehid ictihad ederken yanılsa veya bir hak mezhebin bir hükmü Allah katında yanlış ise, bizim o hükümle amel etmemiz günah olmaz mı? CEVAP: Hayır. Müctehid, ictihad ederken yanılsa bile, günah olmaz, sevab olur. Allahü teâlâ, insanları kendi katındaki mutlak doğruya göre değil, müctehidin ictihadına uyup uymamakla imtihan edecektir. Bu genişliği, bu rahmeti Habibinin ümmetine ihsan etmiştir. Müctehide yani kendi mezhebine uyan kurtulur. Bir müctehidin ictihadında yanıldığını da hiç kimse bilemez. Başka âlimin farklı ictihadı, bu ictihadın yanlış olduğunu gösteremez. Allahü teâlâ, ictihada sevab verdiği için hiç bir ictihada yanlış denemez. Bu ictihadla amel edenler de sevab kazanır. Tesbihe üflemek Sual: Namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra tesbihe üflemek bid'at midir? CEVAP: Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra ele üflemek caizdir, ele üflerken tesbihe de gelirse mahzuru olmaz. Özel olarak tesbihe üflenmez. Asr-ı evvelde kılmak Sual: Maliki'yi taklid eden de öğleyi asr-ı sanide kılabilir mi? CEVAP: İmam-ı a'zama göre, ikindi ve yatsı vakti, bugünkü ezanlardan belli bir süre sonra giriyor. Bugünkü ezanların okunduğu ilk vakitlere asr-ı evvel (birinci ikindi) ve işa-i evvel (birinci yatsı) denir. Bir mazeretle öğleyi vaktinde kılamayan asr-ı sanide değil, asr-ı evvelde kılabilir. Asr-ı sani vakti girdiğinde hâlâ öğle kılınmamışsa, artık öğleyi kaza etmek gerekir. Maliki'yi taklid eden Hanefi de, öğle ve akşam namazını, bir ihtiyaç halinde bu kavle göre, asr-ı evvelde ve işa-i evvelde kılabilir. Bir ihtiyaç olmadıkça öğle ve akşam namazları bu vakitlere bırakılmaz. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com