Bütün peygamberler, peygamberlikleri bildirilmeden önce de, günah işlemezler. Fakat istisnalar hariç, bütün Kur'an tercümelerinde, bütün meallerde, İbrahim aleyhisselamın, yıldıza, aya ve güneşe "Bu benim Rabbim" dediği yazılıdır. Böyle mealler yanlıştır. Hâşâ, İbrahim aleyhisselam gibi büyük bir peygamberin, müşrikler gibi (Güneş benim Rabbim) dediği zannedilir. Bu bakımdan Kur'an-ı kerim tercümelerinden, meallerden fıkh, akaid gibi ilimler öğrenilmez. Sonra âyetleri açıklamak herkesin işi değildir. Kur'an-ı kerime yanlış mana verdikleri için, hadis-i şerifle bildirilen 72 sapık fırka meydana çıkmıştır. Tefsir-i Mazhari'de, Enam suresinin 76-79. âyet-i kerimelerinin açıklaması şöyledir: İbrahim aleyhisselam, yıldızları, ay ve güneşi gösterip, Bu mu benim Rabbim diyerek bunlara tapanları ilzam etmek [susturmak] istemiştir. Beydavi tefsirinin Şeyhzade haşiyesinde de böyle bildirilmektedir. Mevcut Kur'an tercümeleri içinde bir iki tanesi ancak, yıldız, ay ve güneş için (Bu mu benim Rabbim?) şeklinde tercüme etmiştir. Tibyan, (Acaba Rabbim bu mu?) şeklinde tercüme yapılmıştır. Ancak Enam suresinin 76. âyetin açıklamasında tefsirlerden aldığı dört açıklama şöyledir: 1- İbrahim aleyhisselam, müşriklerin cehaletlerini bildirmek için böyle söylemiştir. 2- Müşriklerin yaptıkları şeyleri başlarına kakmak, doğruyu öğretmek niyetiyle (Bunun gibi şeyden Rab mı olur? Bu mu benim Rabbim?) demek istemiştir. 3- Müşriklerin aleyhine delil olması için, (Sizce benim Rabbim bu ha) demek istemiştir. 4- (Kavmim Rabbimin bu olduğunu söylüyor.) demek istemiştir. Bu dört açıklama da İbrahim aleyhisselamın, yıldız, ay ve güneş için (Bu benim Rabbim) demediğini, müşriklerden olmadığını açıkça göstermektedir. Ay veya güneş için Bu benim Rabbim demek şirktir. Hâlbuki peygamberler, şirk değil, günah bile işlemezler. (Feraid-ül-fevaid) Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyandı. O gerçekten Allahı tanıyan doğru bir müslümandı. Müşriklerden de olmadı.) [Al-i imran 67] (Andolsun ki bundan önce, İbrahim'e de rüşdünü [büluğa ermeden önce hidâyeti] verdik. [Onun buna ehil ve müstahak olduğunu] biliyorduk.) [Enbiya 51] Bu âyet-i kerimeler de İbrahim aleyhisselamın büluğa ermeden önce de, hidâyet üzere olduğunu, aya güneşe tapmadığını göstermektedir. (Beydavi) Kur'an tercümesi denilen kitapların ne kadar yanlış ve zararlı oldukları buradan da anlaşılmaktadır. Kelam, fıkıh ve tasavvuf gibi lüzumlu bilgileri Kur'an tercümesi denilen kitaplardan öğrenmemiz mümkün değildir. Hatta muteber tefsirlerden bile anlamamız mümkün olmaz. Lüzumlu bilgileri, nakli esas alan ilmihallerden öğrenmemiz gerekir.