Sual: Zengin de olsa, her çeşit öğrenciye zekât verilebileceği söyleniyor. Zekât, fakirin hakkı değil mi? Zengine nasıl verilir? Öğrenci olmanın ayrıcalığı nedir? CEVAP: Her çeşit öğrenciye zekât verilmez. Müslüman ve fakir olma şartı aranır. Fakir olmayan öğrencilerden sadece biri istisnadır. O da, din ilmini öğrenen ve öğretenlerdir. Din kitaplarında şöyle bildiriliyor: Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. (Dürr-ül-muhtar) İbni Abidin hazretleri, Dürr-ül-muhtarın bu ifadesini açıklarken buyuruyor ki: Cami-ul-fetava'da bildirilen hadisi şerifte, (İlim öğrenmekte olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu. Bir hadis-i şerifte de, şu zenginlerin de zekât alabileceği bildirilmiştir: Allah yolunda cihad eden, borçlu ve borcunu ödeyemeyen zengin, kendi memleketinde zengin olduğu halde, bulunduğu yerde parasız kalan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan Müslümanlar. (Ebu Davud) Araştırarak zekât verince Sual: Bazı kimselere, (Zekât vereceğim, tanıdığınız fakir kimse var mı?) diye sordum. Onlar da, (Şurada bir fakir var, ona verebilirsin) dediler. Zekâtımı verdim. Daha sonra, zekât verdiğim kişinin Müslüman olmadığını öğrendim. Zekâtım sahih oldu mu? Yeniden mi vermem gerekir? CEVAP: Müslüman olmayana zekât vermek sahih değildir. Ancak zekât verecek kimseyi soruşturup araştırarak, zekâtını verdikten sonra, bunun zengin veya zekât verilmesi caiz olmayan biri olduğu anlaşılsa, zararı olmaz. Yani, zekâtınız sahihtir. Araştırarak verdiğiniz için, yeniden vermek gerekmez. Uşrun zekâtı da olur mu? Sual: Uşru verilen mahsul, birkaç yıl saklansa günah olur mu? Satılsa parasının zekâtı verilir mi? CEVAP: Uşru verilen mahsul birkaç yıl saklansa da günah olmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Zekâtı verilen mal kenz değildir.) [Ebu Davud, Taberani, Hâkim, Hatib, Münavi] Kenz; biriktirilmiş, istif edilmiş, stok edilen mal demektir. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Ticaret malının zekâtı verilir. Uşur verilmesi gereken topraklardan hâsıl olan ve miras olarak ele geçen veya hediye gibi kabul edince mülk olan şeylerde, ticarete niyet edilse de, bunlar ticaret malı olmaz. Çünkü ticaret niyeti, alışverişte olur. Mesela, uşrunu veren veya mirastan eline uruz [herhangi bir mal] geçen kimse, satmak niyeti ile saklasa, nisap miktarından fazla olsa ve bir yıldan fazla kalsa, zekâtlarını vermek gerekmez. (Redd-ül Muhtar) Bunları satınca veya kiraya verince, ele geçen mal ticaret malı olur. Zekât gününde nisaba dâhil edilir. Altın ve gümüş eşya ve kâğıt paralar, her ne suretle ele geçerse geçsin, zekât malı olurlar. Fakir akrabayı tercih Sual: Akrabaya sadaka, zekât vermek çok sevab deniyor. Ama benim akrabalarım fasık, verdiğim para ile gidip içki içecektir. Buna da, zekât ve sadaka vermem gerekir mi? Yoksa salihleri mi tercih etmeliyim? CEVAP: Salih akrabaları tercih etmek gerekir. Çünkü zekâtı, salih olan fakir akrabaya, vermek daha sevabdır. Hadis-i şerifte, (Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yani, zekât borcundan kurtulursa da, zekâttan hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. Salih akraba yok ise, fasık akrabayı değil, başka salihleri tercih etmeli. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com