Neden "Evet"

12 Eylül 2010 tarihindeki referandum ne seçim ne de güvenoyu değildir. 73 milyonun menfaatini gerektiren haklardır. Gerçi bunlar yeterli değilse de, ileride daha modern, demokratik bir anayasanın kapısını açan anahtar durumundadır. Referandumdan evet çıkması durumunda kazanacağımız haklar gayet fazladır. Anayasa devletin yasama, yürütme, yargı gibi temel organlarının yapısını, işleyişini, birbirleriyle ilişkilerini tanzim eden en temel hukuk metnidir. Aynı zamanda anayasa insanların temel hak ve hürriyetlerini düzenler. Devletin gücünü hukukla sınırlar ve vatandaşı başka şeyler gibi devlete karşı da korur. Devlet millet içindir. Oysa bizdeki anayasalar milleti devlet için varsaymış ve millete karşı devleti öne almıştır. Bu değişikliklerle getirilen temel şudur: Millet devlet için değil, devlet millet içindir. Anayasa da bu temel ilkeyi yansıtmaktadır. Bu değişikliklerle millet devletin nesnesi değil öznesi, devlet de milletin efendisi değil hizmetkârı olacaktır. 82 darbe anayasası ülke sorunlarını çözme kabiliyetinden yoksundur. Sorunları çözmesi bir yana kendisi bir sorundur. 82 anayasası sorunları çözmek için değil, milleti ülke sorunlarından uzak tutmak için tasarlanmıştır. Türkiye'de anayasa değişikliğinin gerekliliğine başta sivil toplum örgütleri, akademisyenler, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler olmak üzere tüm toplum kesimleri taraftardır. Genel görüş anayasanın tamamının değişmesidir. Ancak anayasanın bütünüyle değiştirilmesi için uygun bir altyapı olmadığından hem anayasanın bütün olarak değişmesinin yolunu açmak hem de doğru bir şekilde yorumlanmasını sağlamak için bazı acil reformları içeren bir değişiklik gerekmektedir. Bu değişikliklerle artık sadece seçkin ve imtiyazlı bir kesim değil, milletin tamamı güvence altında olacaktır. Bu anayasa değişikliği ile 150 yıl sonra söz de karar da milletin olacaktır. Ülke sorunları karşısında milletin temsilcilerinin elini kolunu bağlayan zincirler kırılacaktır. Egemenlik sözde değil özde milletin olacaktır. Anayasanın 10. maddesinde yapılan değişiklikle öncelikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, şehitlerimizin dul ve yetimleri ile gazi ve malullerin yararına pozitif ayırımcılığı esas alan düzenlemeler yapılıyor. Bu yeni düzenlemelerle hukuk devletinin olmazsa olmazı eşit ve adil bir fırsat eşitliği sağlanıyor. Güçsüz ve zayıflar korunuyor, devlet güvencesini çok daha yakından hissediyor.