(Sözde) Ermeni soykırım yalanı

A -
A +

Ermenistan'ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te "Ermeni meselesi" ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında kendi imzasını taşıyan 128 sayfalık raporu ve konuşması; Türk Hava Kurumu tarafından Rusça'dan çevrilerek kitap haline getirilmiştir. Bu rapor fanatik Ermenilerin ve onlara destek veren bazı ülkelerin iddialarını çürütmeye yeter de artar bile. İşte bu itiraflardan bazıları: "1914 yılında Osmanlı Devleti savaşan tarafların birine henüz katılmadığında, Osmanlıya karşı gönüllü birlikler kurduk. Ermeni Devrimci Taşnaksutyan Partisi bu birliklerin kurulmasına ve askeri operasyonlara aktif biçimde katıldı." "Denizden denize (Karadeniz'den Akdeniz'e Büyük Ermenistan) gayesi ile Osmanlıya karşı ayaklandık. Türklerin düşmanı itilaf devletleri ordularının Anadolu'ya gönderilmesi için Avrupa ve ABD'ye resmi çağrılar yaptık. Aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldürdük ve öldürüldük." "Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik. Hadiselerin sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. Barışı red etmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde ihtilaf devletlerinin bize vaad ettiği Büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiçbir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden de öte olmadığı gerçeğini göremedik." "Kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeblerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim hastalıklı milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyan Partisi de bundan kaçamamıştır. Sanki uzun görüşlü olmamız bir kahramanlıktı. Çünkü isteyen herkes (Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler) tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Halbuki bizler safça bu savaşın Ermeniler için (Büyük Ermenistan) için yapıldığına inandırılmıştık." Tehcir meselesi "1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı. Ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde biz Ermeniler suçlu arıyorduk ve bu suçluyu Rus hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik... Onların gerektiğinde cesetlerimizi çiğneyerek geçip gideceklerini unutmuştuk." "1918 yıllarında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler... Sevr Anlaşmasına askeri güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde barışı red etmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı..." Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'na göre: "Bu itiraflar gerçeğin ta kendisidir." Not: Burhaneddin Aydın'ın yazısından istifade edilmiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.