Alman istihbarat uzmanı ve eski başbakan Helmut Schmidt'in Araştırma ve Teknoloji Bakanı Andreas Von Bülow'a göre: "11 Eylül saldırısı ABD istihbaratının işidir ve saldırıda kullanılan uçaklar dışardan idare edilmiştir. Bunlar saldırıları düzenleyip suçu Müslümanlara yıkıyorlar. Toplumu Müslümanlara düşman ediyorlar. Bundan sonra da terör olayları olabilir. Ve suç yine Müslümanlara atılabilir. Suçlu ilan edilenlerin bu saldırıyı tek başlarına düzenlemesi imkansızdır. 11 Eylül saldırısının perde arkasında medya tarafından önümüze sürülen kişiler değil, başka çevreler var. Çok ilginçtir. Böyle büyük bir saldırı da 26 istihbarat örgütü olan ABD'de güya kimsenin haberi olmuyor. 60 dakika boyunca Amerikalı askeri yetkililer jetleri yerde tutuyor. 48 saat sonra FBI intihar komandolarının ismini açıklıyor. Ancak 10 gün sonra açıklanan listedekilerin sadece 7'sinin hayatta olduğu diğerlerinin saldırıdan yıllarca önce öldüğü görülüyor. Bu konuda çatlak ses çıkmaması için gazetelere büyük baskı yapıldığını Amerikalı gazeteciler söylüyorlar. Halbuki eski Başkan Clinton'ın Monica skandalında araştırılmadık gün kalmadı ve en mahrem sırlar ortaya çıktı. Ama 11 Eylül ve Kennedy'nin öldürülmesi gibi sırlar tarih içinde gömülü kaldı. Şarbon hadisesi de ABD'nin bir senaryosu idi. Dikkatler 11 Eylül saldırısı üzerinden uzaklaştırılıp gerçeklerin üzerine gidilmesi önlendi. Üsame bin Ladin'in sağ olup olmadığını bilmiyorum. Belki de Florida'dadır. Bunu CIA'ya sormak lazım. Üsame bin Ladin kilit adam değildir. O ABD, S. Arabistan ve Pakistan'ın Afganistan'daki maşası ve CIA ajanı idi. Üsame bin Ladin ABD'nin Rusya'ya karşı Afganistan'da görevli ajanı idi. 11 Eylül saldırısından sorumlu tutulan bu eski CIA ajanını yakalamak yerine; Afganistan'a bomba yağdırarak kundaktaki çocuklar dahil İkiz Kulelerde ölenlerin 3 misli masum insanın katli hangi hukuk ve adalet kavramı ile izah edilebilir?" İmparatorluk hayalleri The Guardian gazetesinin 13 Eylül 2002 tarihli sayısında Polly Toynbee "ABD'nin İmparatorluk Hayalleri" başlıklı yazısında ise ABD'nin bu imparatorluğu kurmak için savaş istediğini ve bu savaş için de 11 Eylül saldırısının planlandığını delillerle açıklamaktadır. Bush'un BM'deki konuşması, ülkesinden başka otorite ve Amerika kanunlarının üzerinde kanun olmadığı mesajını verdiğini ifade ederek makaleyi şu cümlelerle bitiriyor: "... ABD'nin istediği Birleşmiş Milletlerin onların isteklerini uygun bir Güvenlik Konseyi kararıyla (ayin yaparak kutlaması) Ancak bu gerçek Amerika değil. Bush hükümetini esir alan küçük bir tarikat, imparatorluk için savaşıyor. Bazı Cumhuriyetçiler buna direniyor. Durum böyle iken Tony Blair, Bush'un hizmetkârı olarak onlarla ne yapıyor?"