17 Aralık operasyonu postmodern bir darbedir. Bu ise inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. Son "Güvenlik Kurulu"nda paralel yapı ile mücadele kararı alınmıştır. Başbakan Erdoğan'ın girişimleri ile darbe neticesiz kalmıştır. Bu darbe teşebbüsü son değildir. Yargı- emniyet- silahlı kuvvetlere sızmış çok sayıda kişi vardır. Bu darbe teşebbüsünde Başbakan Erdoğan ara hedeftir. Emperyalist güçlerce başta İsrail ve ABD olmak üzere asıl hedef Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını bozmak idi. Paralel yapının nihai hedefi Türkiye'nin şahsında İslam Dünyası idi. Türkiye ile İslam Dünyasına şu mesaj verilmek istenmiştir: Türkiye gibi bizim menfaatlarımızı dışlar kendi ülkenizin menfaatlerini ön planda tutarsanız ve Türkiye gibi çılgın projelere kalkışırsanız sizin de sonunuz Türkiye gibi olur. İran şahı Batı'nın yani emperyalist güçlerin adamı idi. Yıkılmadan birkaç yıl önce Erdoğan gibi çılgın projelerin peşinde idi. Ve 7 nükleer santral için projeler hazırlatmıştı. Yahudi sermayesinin emrinde olan Batı Dünyası Humeyni'yi kullanarak İsrail'in güvenliği için kendi adamı olan Şah'ın son kullanma tarihini vererek Humeyni ile Şah'ı devirdiler. Humeyni dış güçlerin desteği lie Şah'ın yerine geldi ama kendisine destek olan başta ABD ve İsrail olmak üzere başlarına bela oldu.
Herkesin malumu olan kişiye Humeyni'nin rolü verildiği hususunda görüşler vardır. Erdoğan'ın çılgın projeleri üzerine paralel yapıyı kullandılar. Paralel yapının gizli faaliyetleri Türkiye'nin menfaati gibi İslama aykırıdır. MİT'in talep ettiği belgelere "sır" diye gizleyen kamu kuruluşları ve şirketler yabancı servisler isteyince bütün bilgileri paylaşmıştır. Bu gizli servislerin MOSSAD ve CIA olması muhtemeldir. Bu bir nevi casusluktur. Ülkenin bütünlüğünü ve güvenliğini ayaklar altına almaktır. Paralel yapıda herşey mubahtır. Hatta Allahü teala'nın emir ve yasakları bile çiğnenmiştir. Başbakan kendini çok ağır şekilde suçlayanları dava etmelidir. Siyonizmin stratejisi o ülkeye sızmaktır. Geçmişte İsrail Fransa'ya 6 hücumbot sipariş etmişti. Fransa hükümeti siyasi sebeplerle hücumbotların teslimini geciktirdi. Fransa'daki siyon ajanları Fransa deniz üssünden bunları kaçırdı. O tarihte cumhurbaşkanı olan De Golun'nin sözü ibret vericidir: "İsrail, Fransa'yı işgal etmiş haberimiz yok"Paralel yapıyı da işgal ordusu ve Haçlı Ordusu yapmak istemişlerdir. Hepsini asla suçlayamayız. Ama bazı dershaneler paralel yapıya militan yetiştirmişlerdir. Abilerine haber vermeden memleketine gidemeyen kişiler vardır. 17 Aralık ile 28 Şubat arasında yalnız benzerlik değil, arkasındaki güçler de aynıdır. Sadece stratejileri ve taktikleri değişiktir. Neticede dokunulmayan faiz lobisi cebini dolduruyordu. 28 Şubat'ta irtica korkusu ile postmodern darbe yapanları sermaye tetikledi. Numan Kurtulmuş'a göre 28 Şubat'ın faturası ülkeye milyarlarca dolardır. Ama faiz lobisinin kazancı son derece büyüktür.