AB macerası

A -
A +

3 Ekim 2005 tarihinde Avrupa Birliği'ne katılım sürecimiz resmen başlamıştır. Bu tarihten itibaren "aday" ülke yanında katılım sürecine başlamış bir ülke statüsündeyiz. Bu süreç içinde A'dan Z'ye reformlar olacaktır. Ancak reformlar yapılırken milli ve manevi değerlerimizden, ülkenin üniter yapısından asla taviz verilmemelidir. AB'nin 2 güçlü üyesi olan Almanya ile Fransa 1870-1945 arasında 3 defa savaşmasına rağmen aynı birlik içinde üye ülkelerdir. Çünkü Avrupa Birliği siyasi ve ekonomik birliktir. AB'yi teşkil eden her ülkenin kimliği ayrıdır. Edebiyatından müziğine kadar her birinin kültürü farklıdır. Batı diye somut bir şey yoktur. İspanya'da İngilizce, Fransa'da Rusça ve Almanya'da Fransızca eğitim yapılmaz. Oysa her biri AB üyesidir. (Rusya hariç) İngiltere AB'nin başkenti Londra olmadığı için AB'den çok ABD'ye yakındır. Avrupa'da Müslümanlar ve Müslüman Türkler "öteki"dir. AB'nin temeli ekonomiktir. 2. Dünya Savaşı sonunda 6 Avrupa ülkesi muhtemel bir savaşı önlemek için "Avrupa Kömür ve Çelik Birliği"ni kurdu. Bu 6 ülke Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda olup; bazılarına göre AB'nin temeli Katolik birliğidir. Daha sonra bu 6 ülke 1957'de Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu kurdular. 1957 Avrupa Ekonomik Topluluğu Papa'nın teşviki ile Roma'da Roma Antlaşması ile imzalandı. Anlaşma bir yıl sonra (1958) yürürlüğe girdi. Ve ilk hedef Gümrük Birliği ile malların ülkeler arasında serbestçe alınıp satılması oldu. Roma Antlaşmasının nihai hedefi ise ortak para, ortak dış politika ve ortak güvenlik olarak tespit edilmiştir. Bu konuda Fransız Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet ile Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman'ın gayreti büyük olmuştur. 1973 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu'na İngiltere, Danimarka ve İrlanda katılarak ülke sayısı 9'a yükseldi. Türkiye'nin AB'ye katılmasını Bülent Ecevit önledi. 1981'de Yunanistan AET ülkesi oldu. 1986'da İspanya ve Portekiz AET'ye katıldı. 1992'de AET'nin ismi AB oldu. 1995 tarihinde Avusturya, Finlandiya ve İsveç'in katılmasıyla üye sayısı 15'e çıktı. 1 Ocak 2002 tarihinde ortak para birimi Euro'ya geçildi. Simgesi Yunanca "Epsilon" oldu. Türkiye AET üyeliği için 31 Temmuz 1959'da başvurdu ancak fiili müzakereler 47 yıl sonra 12 Haziran 2006'da başladı. 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşması 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye-AB ortak münasebeti başladı. 12 Eylül 1980 askerî darbesi ile ilişkiler askıya alındı. 1 Ocak 1996 tarihinde Gümrük Birliği yürürlüğe girdi. Bu ise Türkiye'nin aleyhine olmuştur. Türkiye'nin zararı 70 milyar dolardır. Gümrük Birliği ile istediğine kavuşan AB, Türkiye'yi tam üyeliğe kabul ederek riske girmekten çekinmektedir. Mayıs 2004'te AB'ye katılanlar; Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovenya, Malta ve Kıbrıs Rum kesimidir. Lüksemburg-Helsinki-Kopenhag zirvelerinde alınan kararların dışında isteklerle Türkiye'nin önüne engeller çıkarılmaktadır. Bulgaristan ve Romanya'nın 2007'de AB üyesi olması muhtemeldir. 1959'dan bu yana AB yolunda en ciddi adımları AK Parti iktidarı atmıştır. AB'nin Türkiye aleyhine istekleri Türk kamuoyunun AB'ye olan yüzde 70 müsbet düşüncelerini bugün yüzde 32'lere indirmiştir. AB'nin Türkiye'ye tavrı yanlışlarla doludur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.