ABD'de neşredilen haftalık Newsweek dergisinin son sayısında Bush'un saldırı stratejisinin sadece Irak'la sınırlı olmadığını: "Buzdağının görünen kısmından çok daha geniş mahiyette olduğunu" ve "Bush'un hedefleri arasında öncelik sırasına göre Arafat, Filistin, S. Arabistan, İran, Suriye, Mısır, Sudan, Kuzey Kore ve Myanmar var" denmektedir. Bu ülkelere saldırı ve işgal ise terörle mücadele değil, Ortadoğu'ya demokrasi getirme maskesi ile yapılacaktır. Bush'un hedefi bütün İslâm ülkelerinin başına Afganistan'da olduğu gibi ABD'nin adamı birer Karzai getirmek ve İslâm dünyasını sömürmektir. The Washington Post gazetesine göre: ABD ülkedeki bütün İslâmi fonları ve Müslümanlara ait 500 şirket hakkında soruşturma açmıştır. İnceleme bittikten sonra suçlu olmasa da hepsinin mal varlığına ve bankadaki paralarına el konulması an meselesidir. S. Arabistan düşmanlığı S. Arabistan'ın ABD'nin Irak'a yapacağı saldırıya üs vermeyeceğinin bu ülkenin dışişleri bakanı tarafından defalarca ilan edilmesi üzerine ABD'de S. Arabistan'a karşı düşmanlık başlamıştır. Bush yönetimi S. Arabistan'a ait paranın ABD bankalarından kaçmasından endişelidir. S. Arabistan'ın ABD'de sadece 600-700 milyar dolar yatırımı vardır. Suudi ailesinin ABD bankalarındaki şahsi hesapları ise trilyon doları aşmaktadır. Irak'a saldırı başladığı anda bu paralara ABD'nin el koyması ihtimali yüksektir. USA Today'a göre Hudson Enstitü kurucusu Max Singır: S. Arabistan'ın bölünmesini ve petrol kuyularının bulunduğu Doğu Arabistan'da ayrı bir devlet kurulmasını tavsiye etmektedir. Doğu'da yabancılar ve şiiler çoğunluktadır. Pentagon'daki brifingte S. Arabistan halkı ABD yönetimini sevmiyor. Riyad artık şer yuvasıdır denmiştir. ABD'nin saldırgan politikasını, Bush'un İslâm ve Müslüman düşmanlığına yalnız S. Arabistan'da değil bütün İslâm ülkelerinde nefret oluşmuştur. Bush iktidarıyla "çirkin Amerikalı" imajı daha artmıştır. John Hopkins Üniversitesi askeri uzmanı Eliot Cobet (Yahudi asıllı) S. Arabistan bir düşmandan daha çok problemli ülkedir demektedir. 15 Temmuz 2002 tarihli Weekly Standard'da eski başkan yardımcısı Dan Quayle'nin başdanışmanı William Kristi makalesinde S. Arabistan'ı ABD'nin başdüşmanı ilân etmiştir. Yıllardır ABD'ye sadakatla hizmet eden ülkeler S. Arabistan düşmanlığından gerekli dersi almalıdır. S. Arabistan gibi bir gün düşman ilan edilir. Pentagon'da S. Arabistan'ı düşman ilan eden brifinge katılan 24 kişiden sadece Yahudi asıllı eski dışişleri bakanı Kissinger bu duruma karşı çıkmış ve. "S. Arabistan hükümeti tasdik etmediğim bazı şeyler yapsalar da; S. Arabistan'ı stratejik düşman olarak görmüyorum." demiştir. Bazı kaynaklara göre son Bilderberg Zirvesinde Irak'a saldırı, işgal ve petrolüne el koyma, Kuzey Irak'ta Kürt Devleti kurma ve Suud rejimini devirme kararı alınmıştır. Bunun adı: Etki ve tepki 11 Eylül'den sonra ABD'de yaşayan Müslümanlara baskı, zulüm, yargısız infaz, mahkeme kararı olmadan tutuklama ve akla hayale gelmeyen her türlü baskı artarken; 11 Eylül 2001'den 1 Temmuz 2002'ye kadar 34 bin ABD'li, Müslüman olmuştur. ABD ve Batı'da İslâmiyetin hızla yayılışını sosyologlar Kur'an-ı Kerim'in cezbedici yönlere sahip olduğuna bağlamaktadırlar. ABD North Caroline Üniversitesinde Michael Clyz'in "Kur'an-ı Kerim'e Yaklaşım" kitabı hazırlık sınıfında ders olarak okutulmasına kilise ve bazı veliler dava açmıştır. "Bu kitap ile çocuklarımız İslâmiyete yönlendiriliyor" demişlerdir.