Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve dünya siyasi platformunun önde gelen ülkeleri ki bunlar; Almanya, Fransa, Rusya, Çin, Hindistan, Arap ve İslâm Dünyasının (Bazı ABD uşakları hariç) tamamına yakını; Irak'ta bulunan 150 bin kişilik (ABD, İngiliz ve diğer ülke) askerlerini işgalci güç olarak görmekte ve bunu açıkça ifade etmektedir. Bu işgal ve zulüm devam ettikçe Irak'ta istikrar ve huzur asla sağlanamaz. ABD ve İngiltere Irak'tan çekilip, Birleşmiş Milletler'in idaresinde "Barış Gücü" Irak'a gelir, zulüm yapmaz, Irak halkına anlayışla davranır ve bu arada Irak halkının sosyal ihtiyaçları temin edilirse; Irak'ta istikrar ve güven için ortam hazırlanmış olur. Ama Türkiye'nin (istisnalar hariç) göremediği gerçek şudur: ABD, Birleşmiş Milletler'in Irak'a müdahalesine ve Barış Gücü göndermesine asla razı olmaz. Irak'a BM'nin müdahalesi ve uluslararası güçlerin bulunması demek Irak halkına dayanan bir yönetim kurulması demektir. Irak'ın petrol ve diğer zenginliklerinin Başkan Yardımcısı Cheney'in şirketi tarafından sömürülmesinin sona ermesi ve Irak'ın zenginliğinin Irak halkına akması demektir. Ve en mühimi ABD iktidarını gasp eden Yahudi siyonist ve Hıristiyan siyonistlerin, Arz-ı Mev'ud (Vaad edilmiş topraklar) Nil'den-Fırat'a Büyük İsrail (Medine-i Münevver de bu haritaya dahildir) hedefinden vazgeçmesi ve Dicle ile Fırat arasında kalan bu topraklara el koyma stratejisinden vazgeçmek demektir. Savaş çetesi olan "Şahinler" asla buna yanaşmaz. ğ Hedef; Hıristiyanlaştırmaktır 30 yıldır Türkiye Gazetesinde ve muhtelif dergilerde, başta ABD olmak üzere, emperyalizm gayeleri için İslam Dünyasında yapılan misyoner faaliyetleriyle ilgili bir çok yazım çıktı. ABD bu konuda birçok metod uygulamaktadır: IMF ile o İslam ülkesinin tarım ve hayvancılığı çökertiliyor. Ve idarecilere baskı yapılarak genç nesillere gerçek İslamiyet öğretilmiyor. Kur'an-ı kerim'i öğrenmekle şereflenmeleri ise felaket olarak gösteriliyor. Dolar ile satın aldıkları (sözde) ve sapık ilahiyatçılarla Ehl-i sünnet itikadına, Ehl-i sünnet alim ve evliyalarına saldırılıyor. Sapık görüşler yayılıyor. Ve Hıristiyanlık (şu andaki) hak din olarak gösteriliyor. Kalbi, beyni ve karnı boş Müslümanlara küçümsenmeyecek kadar dolar, eğitim imkanı, yurt dışında çalışma izni ve daha bir sürü yalana dayalı vaatler verilerek Hıristiyan yapılıyor. Aç kalan Müslümana bir kutu gıda verilirken, altın suyuna batırılmış haçı boynuna takıyorlar. Zaten kutudan incil ve broşürler çıkıyor. Boynuna haç takan dinden çıkar. Misyoner bunu biliyor. Ona göre hareket ediyor...