ABD'nin savaş stratejisini çok iyi bilmek zorundayız. Stratejik müttefik gibi sözlere kanmayalım. Bush; Saddam'dan çok daha tehlikelidir. Saddam'ın geçmişteki Türkiye'ye tehdidi Irak ile komşu olduğumuz ABD'nin yanında yüzde bir bile sayılmaz. ABD dünya hakimiyeti peşindedir. Doğu blokunun yıkılması ile dünyada tek süper güç kalan ABD bu durumu korumak için gelişmiş ve gelişmekte olan her ülkeyi kendisine rakip görmekte ve düşmanlar listesine ve savaş planına dahil etmektedir. ABD'nin kültürünü, siyasi ve ekonomik modelini benimsemeyen; ABD sermayesine ülkesini açmayan, ABD menfaatlerine hizmet etmeyen her ülke düşmanıdır. ABD Türkiye'yi kullanmıştır. Lozan'ı tanımayan tek ülkedir. Birleşik Devletler asla Türkiye'nin müttefiki olamaz. Elbette karşımıza almak Türkiye'ye zarar verir ama fazla içli dışlı olmak da tehlikelidir. Savaş öncesi taktikleri ABD, kendi menfaatleri ve dünya hakimiyetine engel gördüğü ülkeyi savaş öncesi çökertmek için şu taktikleri uygular: 1- Toplumun ideolojisi hedef alınır. 2- Siyasi, ekonomik, psikolojik savaşın bütün unsurları tatbik edilir. 3- O ülke uluslararası siyasi platformda devamlı yıpratılır. (Sözde Ermeni soykırımı, Kıbrıs meselesi, işkence ve insan hakları gibi) 4- 1983 sonrası 20 yıllık terör faturası Türkiye'ye dış borç kadardır. Ayrıca 30 bin ölü verilmiştir. 5- Toplumun siyasi yapısı bozulur. 6- O ülke halkı etnik ya da dini inançlara göre birbirine düşman edilir. 7- Ülkeyi ayakta tutan din, dil, inanç, milli ve manevi değerleri, ABD tarafından temin edilen ekonomik destekle ve hertürlü kültürel araçlar, medya ve kendi ülkesine yabancılaşmış Hıristiyan Batı kültürü potasında eritilmiş (sözde) aydınlarla içerden çökertilir. 8- O ülke dış borç bataklığına sürüklenerek, dış ve iç borç faizi ödemekten hiçbir yatırım yapamaz hale gelir. O ülke halkı aç, sefil, fakir olarak ABD faiz tefecilerine çalışır. 9- O ülkenin IMF ve Dünya Bankası eliyle ekonomisi işgal edilir. 10- O ülkenin savunma sanayii kesin olarak önlenir. 11- O ülkenin tarım ve hayvancılığı IMF protokolleri ile çökertilir. Gıdada ABD'ye muhtaç hale getirilir. (Nitekim kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olan Türkiye şu anda IMF ihaneti ile dışa muhtaç hale gelmiştir.) 12- O ülkenin dili bozulur. Mazi ile kültür bağları koparılır. 13- Ülkenin milli kültürü dejenere edilerek çökertilir. 14- ABD'nin paralı desteği ile İslamiyet aleyhine her çeşit yayın yoluyla propaganda yapılır. 15- Ve Hıristiyan misyonerleri o ülkede son derece faaliyet gösterirler. Şu anda sadece Türkiye'de 5 bin ABD'li misyoner faaliyettedir. 16- Genç nesillerin İslamiyeti öğrenmesi önlenir. 17- Kendini ülkesine adamış siyasiler, bürokrat, yazar ve aydınlar her çareye başvurularak karalanır. 18- Alkolizm, uyuşturucu, cinsi sapıklık, müstehcen neşriyat ve yayın, evlilik dışı doğum ve beraberlik, eşcinsellik teşvik edilerek; sağlam ailenin temelleri yıkılır. 19- Kale içten feth edilir. Bütün bunlar çağdaşlık, medeniyet, gelişme, refah seviyesini yükseltme maskesi altında yapılır. Bunlar asli maddelerdir. Tali maddeler ise yüzü aşar. Bir an insaf ile tefekkür eden, bu maddelerin tamamının icra edildiğini müşahede eder. Netice: Türkiye'ye en az yarım asırdır görünmeyen savaş açılmıştır. Bu ülke bizimdir. Artık uyanalım.