ABD'nin stratejisi kendi menfaatlerine endesklidir. ABD ile stratejik ortaklık ve müttefik olmamız (aslında ne ortağımız ne de müttefikimizdir) Türkiye'nin menfaatlerini korur görüşü temelden yanlıştır. Lozan'ı bugüne kadar tasdik etmeyen ve Sevr'i hortlatmak için stratejisini çizen ABD, Türkiye'yi uydu olarak görmektedir. Türkiye'yi dört yandan kuşatarak, IMF ve faiz borçları bataklığına sürükleyip, bugüne kadar kullandı. Akrepten bal yapmasını beklemek neyse, Birleşik Devletlerin Türkiye'ye müttefik ve ortak oluşu aynı şeydir. Biz dost kelimesini kullanmıyoruz. Çünkü kafirlerin dost olmayacağı ilahi bir hükümdür. Domuzdan post ABD'den dost olmaz. ABD askeri Türkiye'ye girerse, kıyamete yakın Mehdi Hazretlerinin (Kaddesallahü sırrehü) zuhuruna kadar hiçbir güç ABD sömürüsünü Türkiye ve Ortadoğu'dan çıkaramaz. Amerikan askerinin Türkiye'de üslenmesine müsaade etmek Türk devletinin yıkılmasına ve Türk milletinin bölünmesine yeşil ışık yakmaktır. ABD ordusunun Irak'a geçişine izin vermek ise cinayete ortak olmaktır. Bir cani komşumuzu öldürmek istiyor. Biz o caniyi (coniyi) evimize alıp komşumuzun evine (bahçesine) geçirip cinayet işlemesine yardım etmiyor muyuz? Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu durumla bu benzetmenin ne farkı var? Beni katı bulanlar bunun ahlaki, dini, insani ve siyasi izahını yapsınlar. Elbette yanılmak kulluk gereğidir. ABD'nin siyaseti yalana dayalı Saddam'ı 1990 yılında Kuveyt'e işgale teşvik eden ABD'dir. Eğer bu sözüme itirazınız varsa, ABD senatosundaki konuşma kayıtlarını sizlere arz ediyorum: Irak'ın Kuveyt'i işgalinden 2 gün önce 31 Temmuz 1990'da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Kelly, Senatoda şu konuşmayı yaptı: "ABD'nin Kuveyt'i korumak gibi bir taahhüdü yoktur. Eğer, Kuveyt Irak'ın saldırı ve işgaline uğrarsa; Kuveyt'i savunmak gibi bir niyeti yoktur." Zalim ve gafil Saddam bu sözlere kandı. Kuveyt'i işgal etti. ABD savaş ile Ortadoğu'ya yerleşmek, silah sektörünü çalıştırmak ve silah teknolojisini Müslümanlar üzerinde denemek için; Birleşmiş Milletlerden müdahale kararı aldırdı. Savaş masraflarını Almanya, Japonya, S. Arabistan ve Kuveyt'e ödetti. Bu savaş sonunda ABD'nin kişi başına düşen milli geliri yüzde 50 arttı. Türkiye'nin ise kişi başına milli geliri yüzde 25 azaldı. AKP Bakanına göre 180 milyar dolar zarar ettik. (Aslında zararımız 230 milyar dolardır) Saddam'ı devirebilir ve Bağdat'a girebilirdi. Peki o zaman neden Saddam'ı devirmedi? Çünkü Kuzey Irak'ta Kürdistan'ı kurmak için zamana ihtiyacı vardı. Ayrıca Saddam korkusu ile Körfez ülkelerine 300 milyar doların üstünde silah sattı ve bu ülkelere iyice yerleşti. Bugün Kuveyt'in üçte ikisi askeri bölgedir. Yani sahte kurtarıcı rolüyle Saddam'ı kullandı. Şimdi yeni Saddam ve Karzanilere ihtiyaç duyuyor. Ne olur Türkiyem! ABD'nin hain emellerine alet olma! Son günlerde PKK eylemlerinin arkasında CIA vardır. "İsteklerimi kabul etmezsen terör ateşini yeniden yakarım" demektedir. Zaten PKK'ya yüzmilyarlarca dolar verdiği Rusya'nın istihbaratına dayalı bir gerçektir. Nükleer savaş olabilir mi? Los Angles Times'ın ele geçirdiği Pentagon belgelerinde Bush Irak'a nükleer silah kullanılması için onay vermiştir. Bush, Stalin ve Hitlerden daha tehlikelidir. ABD'nin istekleri kabul edilirse; Türk toprakları yalnız Irak değil bütün Ortadoğu ülkeleri için saldırı üssü olarak kullanılmaya mahkum edilecektir. Türkiye, (ABD-İngiltere-İsrail) şer üçgenine teslim olmasın. İlgililere arz edilir.