Adil olmayan bir karar

A -
A +

Lahey Adalet Divanı'nın Sırbistan ile ilgili kararı adil olmadığı gibi; hukuki gerçeklere aykırıdır. Zaten karar hukuki olmayıp siyasidir. Esasen Birleşmiş Milletler, uluslararası kuruluşların, Lahey Adalet Divanı'nın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği bütün kararlar şahsa, devletlere ve de inançlara göre değişmektedir. Ve bunlardan adalet beklemek adalete saygısızlıktır. Bu kurumlarda çifte standartlı olmanın ötesinde Haçlı zihniyeti hakimdir. Lahey Adalet Divanı 60 yıllık mazisinde ilk defa bir devleti (Sırbistan) soykırım ile yargılamış ama maalesef verdiği karar ile kendisine güveni sıfırlamıştır. Sırplar 4 Nisan 1992 ile 14 Aralık 1995 arasında 50 bini çocuk olmak üzere 300 bin Müslümanı katletmiştir. 200 bin kişi de yaralanarak sakat kalmıştır. Bosna Hersek'in yüzde 60'ı tahrip olmuştur. Milyonlarca kişi ülke dışına giderek mülteci durumuna düşmüştür. 1993 yılında Bosna'da kurulan Savaş Kurbanı Kadınlar Derneği Başkanı Bakira Hasaciş'e göre: "50 bin Müslüman kadın tecavüze uğrayarak kirletildi... Bize saldırırken 500 sene bize hükmedenlerin soylarını kökten yok edeceğiz ve Müslümanları kurutacağız dediler..." Birleşmiş Milletlerin en yüksek mahkemesi Uluslararası Lahey Adalet Divanı Sırbistan'ın lehinde karar verdi. Sadece Srebrenitsa'da katledilen 8 bin Boşnak Müslümana icra edilene soykırım dedi. 292 bin Müslümanın öldürülmesini soykırım değil katliam saydı. Tazminat ödenmesine mani oldu. Şayet soykırımdan Sırbistan'ı sorumlu tutmuş olsaydı, katledilen Boşnak Müslümanların yakınlarına tazminat hakkı doğardı. Bu siyasi karar ile Sırbistan'a Avrupa Birliğine giriş yolu açılırken, bu taviz ile ilerde Kosova'nın bağımsızlığı için Sırbistan'a sus payı verildi. Ayrıca Sırbistan soykırım ile suçlanmış olsaydı ipin ucu bazı Batı ülkelerine giderdi. Ancak şurası bir tezattır ki, Sırbistan mademki suçlu bulunmadı aynı mahkeme Miloseviç'i neden tutukladı ve yargılarken muhtemelen zehirlendi. Kaldıki soykırım işleyen Sırp askerlerinin maaşlarını Belgrat'ın ödediği mahkemelerdeki belgelerle sabittir. Ama başyargıca göre Belgrat'ın bu yardımları soykırım niyeti ile yaptığı kesin değildir şeklinde değerlendirilmiştir. Srebrenitsa'daki Müslümanların Sırplara teslim emrini Birleşmiş Milletler Barış Gücü komutanı Fransız General François, Hollanda birlik komutanı albay verdi ve göz göre göre bilerek bu katliam müştereken yapıldı. Hollanda bu albaya daha sonra madalya verdi. Fransız general ise şu anda Avrupa Birliği Parlamentosunda milletvekilidir. Uluslararası Lahey Ceza Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte "Batılılar Sırpların Srebrenitsa'da herkesi öldüreceklerini biliyorlardı." demiştir. Bu kentteki soykırımdan sonra Hollanda hükümeti ve Kara Kuvvetleri Komutanı neden istifa ettiler? Dayton Antlaşmasının mimarı olan ve Clinton devri dışişleri bakan yardımcısı Richard Holbrooke "Bana verilen talimatlarda Srebrenitsa'nın ve içindeki Müslümanların gözden çıkarıldığı bildirildi." Lahey'in kararı "Adaletin ölümüdür." Batı ırkçılık yapmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.