Afrika'da yaşanan olaylar hiç de iç açıcı değildir. 1980'li yılların başına kadar nüfus artışı en hızlı olan bu kıtada; (AIDS felaketi neticesinde) nüfus durmanın ötesinde azalmaya başlamıştır. BM raporlarına göre 2025 yılına kadar Afrika'nın 38 ülkesinde toplam nüfus yüzde 14 azalacaktır. Afrika yüzölçümü ile dünyanın ikinci büyük kıtasıdır. Dünyanın dörtte biri yani yüzde 24'ü Afrika'ya aittir. Yine dünya petrolünün yüzde 15'i de Afrika'ya aittir. Sadece Sudan bütün Afrika'yı doyurmaya yeterlidir. Ama 22 yıldır iç savaş sebebiyle tarım sektörüne yatırım yapılamamıştır. Afrika altın, zümrüt, gümüş, bakır, platin gibi kıymetli madenler bakımından dünyanın en zengin yataklarına sahiptir. Ama Afrika halkı açlık, sağlıksız beslenme, fakirlik ile kıvranmaktadır. Asırlardır Afrika'yı sömüren güçler, şimdi de küreselleşme ve refahı artırma yalanlarıyla Batı'nın şirketleri ve onların o ülkedeki ajanları ile âdeta bu "kara kıta"yı soymaktadır. Bunun en açık örneklerinden biri de Afrika ülkelerinin her gün gelişmiş ülkelere toplam 100 bin dolar faiz ödemesidir. İç savaşlar Afrika'nın nerede ise tamamına yakını iç savaşlarla tükenmiştir. Portekiz'in eski sömürgesi olan Kongo'da 1975-2002 arasında hükümet ile Angola tam bağımsızlığı için Ulusal Birlik (UNITA) arasındaki savaşta 500 bin kişi ölmüştür. Savaş 4 yıl önce sözde sona ermişse de Angola'yı terk eden mülteciler için savaş şartları devam etmektedir. Togo: Gana-Benin-Atlas Okyanusu arasında olan Togo, Batı Afrika ülkesidir. 1963 yılında darbe ile iktidara gelen Gnassingbe Eyadema 38 yıl iktidarda kaldı ve 5 Şubat 2005'te ölünce; Genelkurmay Başkanı Zakari Nandya ölen devlet başkanının oğlu Gnassingbe'yi yerine geçirdi. Anayasaya göre milli meclis başkanının geçici olarak devlet başkanı olması gerekiyordu. Başkent Lome'de halk isyan etti. Batı Afrika ülkeleri Ekonomi Birliği anayasanın icrasını istedi. Ve üyeliğini durdurdu. Buruni: Orta Afrika'nın Büyük Göller bölgesinde yüzölçümü 27.800 kilometrekare, nüfusu 8 milyondur. 1998'den bu yana yeterli yağış yok, isyancı gruplarla 2003'te anlaşma yapılsa da, her gün en az 100 kişi Ruanda'ya kaçıyor. 50 bin mülteci ülke dışında yaşamaktadır. İç savaşta çoğu Tutsi kabilesinden olmak üzere 300 bin kişi öldü. Nüfusun çoğunluğu yüzde 75 Hutu ve azınlık Tutsi'dir. Tutsiler bağımsızlık isteyince Belçika kilise yoluyla Hutulara silah dağıttı. Ve katliam yaptılar. Kuraklık, açlık, yetersiz beslenme ve AIDS tehdidi altındalar. 350 bin nüfuslu Mugunya'da halkın yüzde 50'si kök ve yaprak yiyerek yaşamaya çalışıyor. 600 bin nüfuslu Kirundo'nun yüzde 80'i açlık çekiyor. Ne diyeyim, kara Afrika adından daha kara!..