Dile kolay Afrika'da Hristiyan Batı'nın 500 yıldır devam eden zulüm ve sömürüsü henüz bitmiş değildir. Emperyalist güçler ve Afrika ülkelerindeki ajanları bu çileyi devam etirmektedir. İşgaller, toplu katliamlar (soykırım) Hristiyanlaştırma, öz kültürlerini imha, köle ticareti, angarya ve şimdi de AIDS, Batı'nın Afrika'daki eserleridir. Kölelik: "Bana Zuluların Tolstoy'unu gösterin?" Çağdaş Batılı aydının dünyaya yönelttiği bir sorudur bu. Kaldı ki Avrupa karanlık devirlerini yaşarken, Afrika üstün bir medeniyetin sahibi idi. Batı, Afrika'yı işgal edince Afrikalıların dinlerini, dillerini, medeniyetlerini ve tarihî eserlerini imha etti. Batı'nın zihniyetinde Afrikalı vahşi ve ilkel idi. Gerçek dışı filmlerle Afrikalı insan eti yiyen yabaniler olarak gösterildi ve dünya kamuoyu kandırıldı. Sosyalizm ve komünizmin kurucusu Hegel ve Marks'a göre Afrika ve Hindistan, tarihi olmayan bir topluluktur. 1920 yılında dünyanın yüzde 85'i Avrupa'nın esareti altında idi. Avrupa bugünkü refaha zenginliğe ve gelişmeye Afrika, Asya, Avustralya ve Amerikalı yerli halkın kanları, cesetleri ve servetleri üzerine inşa etmiştir. 1444'te başlayıp 400 yıl devam eden köle ticareti aslında bir insan avı idi. Silahlı beyazlar ve onların paralı Afrikalı uşakları bir köyü ya da kabileyi esir alıyordu. 15-25 yaş arası erkek ve kadınları köle olarak alıyor ve o kabile ya da köyün geri kalan 0-15 ve 25 yaş yukarısını topluca katlediyordu. Amerika kıtasına en az 12 milyon köle geldi. Yolda ölenler ise yüzde 25'tir. Böylece bu sayı 12+3=15 milyon insan eder. Direnenler hemen öldürülüyordu. Bunların sayısı bilinmiyor. Bugünkü Avrupa'nın büyük banka ve şirketlerinin ana sermayesi köle ticaretinden elde edilenler ile kuruldu. Batı köleliği kölelere acıdığı için ya da insan haklarına aykırı olduğu için kaldırmadı. Üretim şartları değişti. Sanayi devrimi ile makine devreye girdi. Böylece köleler yük olduğu için; sözde insan hakları maskesi ile köleliğe son verdiler. Ama kölelik kaldırılınca "Angarya" kabul edildi. Angarya ile Afrika tarihinin en büyük katliamı yaşandı. Afrika'nın sadece 1 ülkesinde (Kongo'da) 1885'te 20 milyon olan nüfus 1904'te 8 milyona düştü. Angarya sebebiyle yüzbinlerce kişinin bileğinden eli kesildi. Sadece 1820-1860 arası Brezilya'ya 500 bin, Meksika ve Orta Amerika'ya 200 bin köle getirildi. Afrika'nın bugünkü feci durumu Batı'nın 500 yıllık sömürüsünün neticesidir. Hristiyan Batı Afrika'ya gelmeden önce sınırlar yok idi. Afrika'da yaşayan herkes Afrikalı idi. Afrikalı kavga ve savaş diye bir şeyi bilmiyordu. Batı, Afrika halkını bölerek aralarına fitne tohumları ekti. Şu anda Afrika etnik çatışmalarla kan kaybediyor. Afrika'da şu anda toptan bir çöküş ve yok oluş var. Giderek insansızlaşan Afrika'da 25 milyon kişi AIDS'ten öldü. Halen 34 milyon AIDS'li var. Afrikalı gençlerin yüzde 65'i yakın gelecekte AIDS sebebiyle ölecek. Batılı ilaç firmaları şempanze hücrelerinden ürettikleri aşıları Afrikalılara yaparak AIDS ortaya çıktı. (Bu sözler bilim adamlarının görüşüdür.) Yalnız Afrika değil Kanarya Adalarında Guançeler, Azor Adalarındaki yerliler, Avustralya'da Aborijinler, Yeni Zelanda'da Maoniler, Kuzey Amerika'da Kızılderililer, Kuzey Orta ve Güney Amerika'da İnkalar, Aztekler, Mayalar, Olmekler, Toltekler, Aymaralar katledildi. 26 milyon İnkaların 20 milyonu, 30 milyon Mayaların 25 milyonu katledildi. Olmayan Ermeni soykırımını olmuş gibi gündeme getiren ve kararlar alanlar bir an mazilerine dönüp baksınlar. Şayet utanma duyguları varsa!..