Son yıllarda başta bazı televizyon kanalları olmak üzere medyanın, süper güçlerin kültür emperyalizmi ve misyoner faaliyetleri ile genç nesillerde millî ve manevî değerlerden kopuş, hangi yol ile olursa olsun para, şöhret ve maddi imkânlara sahip olma hırsı ile milletimizin temelinde ciddi erozyon ve depremler olmaktadır. Türk milletini temellerinden sarsan bu tehlikelere karşı ciddi tedbirler almakta geç bile kalınmıştır. Bir yazar olarak bizim hizmetimiz kalemimiz ile olacaktır. Görevimiz, bildirmektir. Materyalizm nedir? Materyalizm, ruhî ve zihnî kabiliyetlerin maddî bir açıklaması olduğunu iddia eder. Materyalizme göre bütün biyolojik, psikolojik, tarihî, içtimaî (sosyal), ekonomik vs. basit bir mekanik süreç olarak kabul edilir. Düşüncenin ve her çeşit duyguların maddenin (insan beyninin) ürünü olduğu iddia edilir. Bu materyalist görüşe mekanik materyalizm denir. Materyalizmin ikinci çeşidi olan evrimci materyalizme göre madde, evrim geçirir ve insanların hissi ve ruhi davranışları da, ya daha önce bilinmeyen kabiliyetlerin ortaya çıkması veya sonradan elde edilen nitelikler halinde tezahür eder. Materyalizmin üçüncü çeşidi diyalektik materyalizm ise maddenin hareket, hareketin madde olduğunu ve her hadisenin, zıtların mücadelesi olarak açıklanabileceğini iddia eder. Materyalizmin hedefi Her üç materyalizmin ortak tarafı, Allahü teâlâyı ve ruhu inkâr etmesidir. Hepsi de kâinatın ve hayatın tesadüfen meydana geldiğini, canlı türlerin evrim geçirerek, basit türlerden mükemmel türleri oluşturduğunu iddia etmektedir. Materyalistler, dinin insanlar tarafından uydurulduğunu iddia ederler. Hiçbir ahlâk kuralı tanımazlar. Materyalist inanç, hangi topluma girmiş ise, onu ayakta tutan ahlâki değerleri, millî ve manevî değerleri, yıkarak o toplumu içten çökertmişlerdir. "Televole" ve "magazin medyası"nı ve günlük hadiseleri ibretle ve tefekkürle tetkik edersek, inkârı mümkün olmayan gerçek ortaya çıkar. Teşhis ve tedavi 1960'lı yıllardan bu yana anarşi, terör, yolsuzluk, rüşvet, kötü alışkanlıklar ve diğer tehlikelerle sarsılan ülkemizin bu felaketler zincirinin temelinde millî ve manevî değerlerimizden koptuğumuz ve ana sebebin bu olduğu müşahede edilir. Öz varlığımızdan ve millî kimliğimizden kopanların büyük çoğunluğunda dini inancın tamamen yıkılmış, geriye kalanların ise, aslı ile mukayese edilemeyecek derecede saptırılmış olduğu görülmüştür ki, bunun da sebebi bir kısmında materyalizmin tamamen, diğerlerinde ise kısmen benimsenmiş olmasıdır. Millî ve manevî değerler; gerçek dinî eğitim, devlet ve millet varlığımızın teminatıdır. Bunun için sağlam dinî inancımızın başta materyalizm olmak üzere her türlü sapık inançtan ve fikirlerden korunması gerekir. Her ülkede, gençlerin dinî inancının, materyalizmin dayanağı "evrim teorisi" ile hedef alınarak dejenere edildiği inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. Evrim, ilim değildir. Dinî inançları yıkmayı hedef alan ispatlanmamış ve asla ispatı da mümkün olmayan bir sapık nazariyedir.