Türkiye "Füze Kalkanı" projesinin ABD değil, NATO tarafından yönetilmesini istiyor. ABD Savunma Bakanlığında üst düzey yetkili olan Townsend'in; "Balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda bize göre; Türkiye çok fazla ön cephelerde yer alıyor. Dolayısıyla coğrafi açıdan, Türkiye, füze savunma sisteminin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer olabilir" ifadesi son derece dikkat çekicidir. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton İran'ın askerî gücünün büyümesinden endişeli olduğunu belirterek "İran halkı ordularının gücünün büyümesini reddetmeli" demiştir. ABD Savunma Bakanı Gates zirve sonu yaptığı açıklamada: "Türkiye'ye baskı yapmıyoruz. Diyalog içindeyiz. Zaman içinde bu meselenin halledileceğine inanıyoruz" dedi. İran henüz nükleer silaha sahip değildir. İsrail'in ise elinde karadan, havadan ve deniz altından atılmaya müsait en az 250 nükleer başlığı vardır. "İran öcü peki İsrail neci?" İran'ın nükleer silaha gelecekte sahip olması Türkiye için ABD'den çok daha fazla tehlikelidir. Ama İsrail'in mevcut nükleer gücü Türkiye ve Orta Doğu için bundan daha fazla tehlikelidir. Rusya tarafından İran'da kurulan ilk nükleer santral törenle açıldı. Nükleer reaktörüne yakıt yüklenmesine başlandığı bildirildi. Bu bir hafta sürdü. Nükleer santral "Buşehr" dedir. Rusya ile 1995'te 1 milyar dolarlık sözleşme imzalanmış idi. İran'ın resmî açıklamasına göre 20 nükleer santral inşa edilecektir. Yale Üniversitesi Hukuk Profesörü Bruce Ackerman'ın 15 Eylül 2010 tarihli "Amerika, askerî vesayet altında!" başlıklı yazısında: "ABD ordusu kilit mevkilerde kendisine yer açarak dış politikada giderek daha fazla söz sahibi oluyor. Ulusal güvenlik danışmanlığı artık Brzesinski gibi dış politika entelektüellerine değil emekli askerlere ayrılıyor. Genelkurmay Başkanı da ordu adına konuşan bir aktöre dönüştü..." Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD'nin İran'a yaptırım konusunda haddini aşan girişimlerine itiraz etti: İstanbul Finans Zirvesinde soruları cevaplayan Başbakan Yardımcısı Babacan "İran'a yaptırım konusunda biz kendi şirketlerimizi tamamen serbest bırakıyoruz. Herhangi bir ülkenin aldığı tek taraflı karara bizim şirketlerimiz uymak zorunda değil" dedi. Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer ise, ABD'nin İran'a yönelik tutumunun kasım seçimleri öncesi bir şov niteliğinde olduğunu ifade etti.