Anadolu ve Türkler arasındaki ilgiyi 1071'den itibaren başlatanlar tarihi yanılgı içindedir. 1071'den sonraki Anadolu'ya göçler Oğuz göçleridir. Kaldı ki Türklerin Anadolu'yu vatan etmeleri 5 bin yıl önceye dayanır. Anadolu'nun eski adı "Hatti ülkesi" idi. Hattiler Ön Türk kavimlerindendir. Hatta bazı bilim adamlarına göre Türklerin ilk anayurdu Orta Asya olmayıp Anadolu'dur. Elbette tarih boyunca Hunlar, Göktürkler ve çok sayıda Türk kavim, boyları ve Oğuzların çıkış noktası Orta Asya olmuştur. Tarihteki Türk kavimlerini kısaca tanıyacak olursak; Hattiler: Anadolu'nun en eski halkı Hattilerdir. Ön Türkler olup M. Ö. 3 bin yılında Anadolu'ya yerleştiler. Ve Anadolu'da küçük beylikler halinde yaşıyorlardı. Bugün Hitit sembolü olarak bilinen şekil aslında Hattilere aittir. Alacahöyük- Horoztepe Hattilerin başkenti idi. Hatti kelimesi eski Mısır belgelerinde, Akadlarda ve M. Ö. 700 yılında Asur yıllıklarında açıkça geçer. (Akadça eski Asur lehçesidir) Hititler: M.Ö. 2 bin yıllarında Hititlerde Anadolu'ya göç ettiler. Bunlar da ön Türklerdendir. Hatti beyliklerini teker teker ele geçirdiler. Anadolu'da milli birlik kurdular. Ve bu devlete Hitit devleti denildi. Hititler, Anadolu'nun ilk halkı Hattilerin dini inanışlarını, kültürlerini, örf ve adetlerini kabul ettiler. Bir nevi Hatti kültürü içinde eridiler. Hatti lisanı sadece dini törenlerde kullanıldı. Bugün Hıristiyan kiliselerindeki eski Latince gibi dini lisan oldu. Ama sonradan Hattice unutuldu. Nasice konuşan Nasilliler yerli kültür potasında eridiler ve Hititler olarak anıldılar. Anadolu'da ilk devlet Hatti Devleti Hititlerden önce en az bin yıl yaşadı. Fakat küçük beylikler halinde idiler. Kuşşara kralı Anitta bütün Anadolu kentlerini ele geçirip Anadolu'da birliği gerçekleştirdi ve Hitit Devletini kurdu. Çorum Sungurlu ilçesine 5 km mesafedeki Hattuşaş Hitit başkenti idi. Mısır Firavunlarının devlet yazışmalarında Hititler hakkında geniş bilgi verilmektedir. M. Ö. 1400 yılında Mısır Firavunlarından 3. Amenofis, 4. Amenofis ve Tutankhamon'un diplomatik yazışmalarında Hitit Kralı Şuppiliuma firavuna kardeşim diye hitap etmektedir. Asırlarca Hitit ve Mısır dünyanın iki süper gücü idi. Kadeş, Tunç ve Demir Antlaşmaları kil tablet yerine gümüş tablet üzerine yazılmıştır. Kadeş Antlaşmasının altında Hitit kralı 3. Hattuşili'nin imzası yanında kraliçe Pudahepa'nın mührü yer alıyordu. Kraliçe kendini dine adamış bir kişi idi. İncil ve Tevrat'ta geçen Het kavmi ise Hititlerdir. Hattiler öncesi Dünyanın en eski yerleşim merkezi Anadolu'daki Çatalhöyük'tür. Bu kentin tarihi 9 bin yıl önceye dayanır. Kentin 1200 yıllık hayatında 18 kat yani 18 harabe kent toprak altındadır. Günümüzde bunların sadece yüzde 4'ü incelenmiştir. Çatalhöyük'te sokak ve cadde yoktur. 8 bin nüfuslu 2 bin hane yanyana kerpiç ve taş karışımı evlerden ibarettir. Evlere çatıdan girilmektedir. Çatıların üstü ise aynı zamanda iş yerleridir. Tahıl öğütülür, ekmek yapılır, kumaş örülür, sepet yapılır, av hayvanları bilhassa pars derileri işlenirdi. Ve çeşitli sosyal hizmetler çatılarda görülürdü. Ölüler evlerin altına gömülürdü. Bir evde 62 kişinin kemikleri çıktı. En önemli husus 9 bin yıl önceki kumaş, kilim ve diğer eşyalar üzerindeki motifler, geometrik şekiller tıpa tıp Orta Asya Türklerinin şekil ve motifleriyle aynı olmalarıdır. Bana kalırsa Anadolu tarihi ve Ön Türklerin tarihini bir daha incelemekte yarar var. Siz ne dersiniz?