Yıllardır fiesta ve futbol ile avutulan Arjantin 2. Dünya Savaşına kadar dünyanın en güçlü 10 ülkesi içinde idi. Ancak o güçlü ekonomi IMF'nin tuzakları ile çöktü. Şimdi alev alev yanıyor. Ekonomik krizin ardından çıkan isyan neticesinde 30 kişi öldü, 500 kişi yaralandı. Marketler yağmalanıyor, bankalar yıkılıyor. Para ve kredi kartı işlemiyor. Zengin mahallelerinde evlere giriliyor. Yatırımcılar ülkeden kaçıyor. Halk sokaklarda polisle çatışıyor. Mağazalar ve vasıtalar ateşe veriliyor. Sıkıyönetim ilânı ve olağanüstü hal tedbirlerine rağmen öfke dinmiyor. Yağmayı fakirlerden çok eriyen orta sınıf yapıyor. Zira her gün 2 bin kişi yoksulluk sınırının altına düşüyor. Hasılı Arjantin, hiçbir ülkenin görmek istemediği hadiseler içinde kıvranıyor. Devlet iflas, halk ise isyan etti. Arjantin'de aç ve kızgın insanlar kahrolsun IMF ve onun uşakları diye bağırıyorlar. Marketi soyanlar arasında genç bir kadın polise "n'olur beni öldür" diye göğsünü açıyor. Vatandaş kendince ekmek savaşı veriyor. Arjantinlinin, Avrupalıdan farkı yok. Ama açlık her kötülüğü yaptırıyor. Arjantin'deki ekonomik çöküşü ve ülkedeki kaosun gerçek sorumlusu IMF'dir. IMF'nin isteği üzerine maaş ve ücretler azaltıldı. Vergiler artırıldı. Bankalardan haftada ancak 250 dolar çekilebiliyor. Yılın en başarılı ekonomisti ilân edilen IMF memuru Domingo Cavallo Ekonomi Bakanı olarak alkışlarla karşılandı ve ıslıklarla kovalandı. Önce hain edildi sonra evi yağmalanıp yakıldı. Devlet Başkanı Fernando de la Rua sarayından helikopterle kaçtı. Arjantin-Türkiye, siyam ikizleri IMF'nin "Ekonomiyi Güçlendirme" politikasının 2 gayesi vardır. Dış borç ödemelerini garanti altına almak ve kâr transfer yoluyla ülkeyi talan etmek. Arjantin ABD'nin IMF yoluyla her istediğini yaptı. ABD bununla iktifa etmedi. "Uluslararası ticaretin önündeki korumacı önlemlerin kaldırılmasında" ısrar etti. Böylece Arjantin, ABD'nin açık pazarı haline gelecekti. Arjantin söz verdiği halde bunu yapmadı. IMF de ABD'nin emri ile kredileri rafa kaldırdı ve halk sokağa döküldü. Döviz rezervleri 2 milyar doların altına düştü. 21 Aralık 2001 tarihli Washington Post'tan Arjantinli Cristine Lopez: "Serbest piyasa ekonomisine geçiyoruz diyerek ülkenin en değerli ekonomik kuruluşları olan KİT'leri üç paraya sattılar. Dışardan borçlanarak ekonomiyi yürütmeye kalktılar. Dışardan ve IMF'den gelen kredileri onun bunun cebine girdi. Şimdi halkın kanını emerek kredileri geri ödemek istiyorlar." Aklınızı başınıza devşirin, yoksa... Arjantin krizi ile ABD arasında organik bağ vardır. Bu kriz ile Bülent Ecevit'in ABD ziyareti (daveti) planlanan bir tevafuktur. ABD, Türkiye'ye şu mesajı vermiştir. ABD'nin Irak'ı işgaline karşı çıkarsanız, Filistinlilere karşı İsrail'in yanında yer almazsanız, ABD'nin Kıbrıs planına karşı çıkarsanız, sizi Arjantin'den beter etmek için düğmeye basarız. Yaparlar mı yaparlar. Bunlardan her şerlik beklenir...