Türkiye'nin Avrupa Birliğine müracaatı 45 yılı buldu. O zamanlar ilk çocuğum Erzurum (Gezköy) Havaalanında kerpiçten yapılmış askeri lojmanların önünde yeni yeni adımlarını atıyordu. Yakında emekli olacak. Bu gidişle torunum emekli olduğunda, Türkiye, AB kapısında bekliyor olacak. Medya'nın çoğu ve politikacıların tamamına yakını Avrupa Birliği konusunda kamuoyunu yanıltıyorlar. Alman Die Zeit gazetesinde Günter Seufert: "Türkiye'deki Avrupa Birliği yanlıları bugünlerde şaşkınlıkla gözlerini oğuşturuyorlar." demektedir. Yazara göre: "(Ortak Avrupa Evi): "Antik Yahudi-Eski Yunan-Roma-Hıristiyanlık-Protestan Reformasyon-Rönasans-Aydınlanma-Bilim Devriminden" ibarettir. Avusturyalı Tarihçi Wehler'e göre: "Ankara'nın AB üyeliği arzusu Türklerin Viyana'yı üçüncü defa kuşatmasına eşittir." Yine aynı tarihçi: "Osmanlı İmparatorluğu en kalabalık Hıristiyan nüfusun olduğu Müslüman devletiydi. Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu'da Hıristiyan topluluklar Osmanlıyla birlikte 700 yıl yaşadılar. Aynı şeyi yani Hıristiyan Avrupa'nın Müslümanlarla birlikte yaşayabileceğini söylemek zor hatta imkansızdır" demektedir. Avrupalı liderlerin itirafları: 1- Fransa Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı François Lonele'nin Nice Zirvesindeki sözleri: "Tarihi ve özellikleri dikkate alınırsa, Türkler AB'ye hiçbir zaman giremezler..." 2- Almanya CDU/CSU Koalisyon Meclis Grubu Başkanı Wolfang Schhaeuble: "Türkiye'ye kesinlikle AB üyesi olamayacağı söylenmelidir. Böylece Türkiye'ye iyilik yapmış oluruz. AB üyeliği yalnızca Avrupa-Hıristiyan geleneğine sahip ülkeler için söz konusu olabilir." 3-Kıbrıs üzerinde 4 eseri bulunan İngiliz Profesör Clement Dodd; Ankara Ticaret Odasındaki konuşmasında: "AB, Türkiye'yi almaz. Çünkü Müslümansınız." 4-Fransa eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard: "Bugün Avrupa'da hiçbir lider Türkiye'yi AB'nin içinde görmek istemiyor. Yarın için de böyle niyetleri yok. Türkiye'ye haksızlık ediliyor. Çünkü, Türkiye AB tarafından aldatılıyor. Helsinki'de aday yapılması Türkiye'ye boşuna umut vermektir. Yunanistan aday üyelik sayesinde Türkiye'den istediklerini elde etmenin peşindedir. Türkiye'nin AB içinde yeri olmayacaktır..." 5- ABD Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Tom Spencer: "Türklere ileride bir gün Avrupa'nın parçası olacakları yolunda 30 yıldır söz vererek hiç dürüst bir davranışta bulunmadığımızı düşünüyorum. Çünkü gerçek, AB'nin Türkiye'yi üye olarak kabul etme yolunda hiçbir niyeti olmadığıdır. Türklere gerçek niyetimizi anlatmamız daha dürüst bir davranış olur..." 6-L'Avvanire gazetesi 3 Ocak 2000 tarihli sayısında: "Müslüman Türkiye'nin AB'ye girmesi kimliğimize gölge düşürür. Bu üyelik yan yana büyüyen Hıristiyan gelenekleriyle şekillenen Avrupa medeniyetlerinin temelindeki ittifakları sarsar. Unutulmamalı ki Avrupalı olma fikri, başlıbaşına düşman Türklere ve Türkiye'nin başını çektiği İslâm dünyasına karşı gelişti. Ankara ile yakın ilişkiler geliştirmeye evet. Ama tarihi farklı ve kültürel gerçekler farklı olmadır." 7-Almanya eski Başbakanı Helmut Schmidt, 8 Nisan 2000 günü Berlin'de düzenlenen "Avrupa'nın Geleceği" adlı konferansta şunları söylemiştir: "Avrupa'nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye'nin yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandaşını Avrupa içinde dolaştırmayız. Avrupa'nın İran, Suriye gibi ülkelerle sınır komşusu olmasını kabullenemeyiz. Türkiye ile ekonomik ilişkilerimizi sürdürmeliyiz. Genç ve hızla büyüyen nüfusun satın alma gücünden faydalanmalıyız. Bu ülkeye ihracatımızı sürdürmeliyiz." Avrupa politikacılarının çoğu (AB konusunda)Türk politikacılarından çok daha dürüst ve gerçekçidir.