Balkan denkleminde Kosova önermesi

A -
A +

Kosova bağımsızlık ilan ederek uluslararası siyasette yeni bir sayfa açtı. Uluslararası toplumun gözetiminde Sırbistan'dan koparak Avrupa'daki 49. ülke oldu. Ancak bu karar bölgeyi ve uluslararası toplumu endişeli bir bekleyişe gebe bıraktı. Kosova, gerçekten bağımsız olur mu? ya da bağımsızlık Kosova'ya ne kazandırır? sorularının cevabı henüz belirsiz. 1999'daki NATO harekâtından beri süregelen BM mandasının 4 ay içinde yerini AB'nin görevlendirdiği polis, yargı ve sivil yönetim misyonuna bırakması bekleniyor. Kosova'nın yeni hedefi AB ve NATO'ya uyum sağlamak. Bunun ön adımında, Yeni Kosova Anayasası, BM özel temsilcisi Martti Ahtisaari'nin planı üzerinden şekil alacak. Bütün bu adımları hayata geçirmek kolay değil. Zira, bağımsızlık ilanı Kosova'ya dikensiz gül bahçesi vaat etmiyor. Irak, Afganistan, Lübnan gibi dibi görünmeyen meselelerle boğuşan uluslararası oyuncular ise Avrupa'nın hemen yanı başında parlamaya hazır bir ateş topunu kontrol altında tutma çabasında. Dar alanda tehlikeli paslaşmalar Kosova'nın bağımsızlık ilanı dünyayı ciddi bir kırılma noktasına taşıdı. Dozajı giderek artan restleşmeler, dünyanın yakın gelecekte kabuk değiştireceğini gösteriyor. Avrupa'nın bu çiçeği burnundaki devletine ilk öpücük Amerika'dan geldi. Bu öpücük, dünyanın yeniden soğuk savaş sarmalına tutulduğu bir dönemde oldukça manidar. Rusya'nın Balkanlar'dan biraz daha itildiği buna karşın Amerikan varlığının iyice dominant hale geldiğinin bir başka ifadesi. Kosovalı Arnavutlar, ABD'yi kurtarıcı olarak görüyor. ABD, yakın geçmişte bölgede çıkan her iki savaşı da sonlandıran ülke olmanın verdiği psikolojik üstünlükle hareket ediyor. Moskova'dan bakıldığında ise işin rengi farklı. Yakın bölge politikasında balans ayarı yapacağının ilk ipuçlarını veren Putin, Kosova, Kıbrıs, Gürcistan gibi ucu açık meselelerde alışılagelen dengeleri sarsmakla yetinmeyerek, uluslararası siyasetin her aşamasına damga vuracağı bir güç için savaşıyor. Kosova'nın tek yanlı bağımsızlık ilanı sadece Moskova'yı germedi. Dağılma ve dirayet endişesi taşıyan devletler uluslararası bir koro oluşturdu. İspanya, Bask bölgesi ve Katalonya'nın bağımsızlık ilanı karşısında karalar bağlarken, Çingenelere özerklik hakkı vermeyen Romanya diken üstünde. Türk tarafının ayrı bir devlet olmasına karşı çıkan Kıbrıslı Rumlar, bu adımın emsal teşkil edeceğini söyleyip duruyor. Gümülcine'deki Türklere ve Makedonya sınırındaki 700 bin Arnavut'a azınlık haklarını kullandırmayan Yunanistan ise Rum kesiminin politik dansına eşlik ediyor. Kuyruk acısı olan başka ülkeler de var. 25 yıldır Tamillerle savaşan Sri Lanka, kararı uluslararası tehdit olarak görüyor; Çin, Tayvan'ın da aynı kaynaktan beslenmesinden endişe ediyor. Doğu Timor yenilgisini unutmayan Endonezya ise henüz kararsız, bekle gör politikası izliyor. İç ve dış politikada gerilim yüklenen Sırbistan'ın gemileri yakması ihtimali, Balkanlar'ın tamamı için üst düzeyde alarm demektir. Kosova'dan sıçrayan kıvılcım Bosna'yı yeniden ateşe verebilir. 1995 Dayton Anlaşmasıyla Bosna topraklarının yüzde 49'luk kısmına sahip olan Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin Kosovalı Arnavutlar'a misilleme yapması önce Bosna'yı yutan ardından dalga dalga etrafa yayılan yeni bir çatışma anlamına gelir ki; bu Sırbistan'ın da resmen dahil olacağı yeni Balkan Savaşı'na dönebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.