İslâmiyet zirvedir. Ondan üstünü ve ondan şereflisini arayan gafildir. Zirveden sonra atılacak her adım uçurumdur. Şu anda Batı Medeniyeti komada, hatta bitkisel hayattadır. Roger Graudy'ye göre ise ölüm sekeratındadır. Batı ve onu taklit edenler uçuruma yuvarlanmaktadır. Batı'nın teknik, fen ve ilmini elbette alacağız ama onun dejenere olmuş değerlerini alırsak batarız. "The Indepentend", "The Guardian" ve "The Daily Telegraph" gazetelerinin yorumlarına bakıldığında Türkiye'deki son krizin giderek yükselen İslami değerleri önlemek ve Batılı değerleri İslami değerler yerine yerleştirmek gayesiyle meydana geldiği ifade edilmektedir. Milletleri ayakta tutan silah, para ya da ekonomik güç değildir. Milli ve manevi değerlerdir. Ahlaksız milletler yıkılmaya mahkumdurlar. Çok yakında Batılı ülkeler, içerden çürüyen kof ağaçlar gibi en ufak bir sarsıntı ile yıkılacaktır. Türkiye'de genç nüfus Batılı ülkelere göre fazladır. Ve bunlar İslami değerlerle ahlaklı olursa güç dengesi değişir. Türkiye yeniden Osmanlı gibi süper güç olur. Batı'nın ve onun Türkiye'deki uzantılarının korkusu Türkiye'nin süper güç olmasıdır. Bunu önlemenin yolu ise genç nesillerin İslamla irtibatını keserek çağdaşlaşma (!) maskesi ile Batı'nın dejenere olmuş değerlerini onlara empoze etmektir. ğ Yıkılmaya mahkum toplumlar Dünya Sağlık Örgütü'nün 10'uncu Dünya Psikiyatri Kongresi'ne sunulan raporuna göre 100 milyon kişi alkolik ve 15 milyon kişi ise uyuşturucu sebebiyle ölüm eşiğindedir. Le Monde gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre Fransa'da 25-34 yaş grubunda ölüm sebepleri arasında ilk sırada "intihar" yer almaktadır. Bu ülkede 40 dakikada bir intihar neticesi ölüm, 4 dakikada bir intihar girişimi olmaktadır. 15-24 yaş grubunda ise intihar trafik kazasından sonra ikinci ölüm sebebidir. Batı ülkelerinde evlilik dışı doğum sayısı son 30 yılda 7 misline yakın artmıştır. Rekor İzlanda'dadır. İkinci sırada İsveç gelmektedir. Norveç ve Danimarka'yı Fransa takip etmektedir. "Le Point" dergisine göre Fransa'da dünyaya gelen her üç çocuktan biri gayri meşru yani evlilik dışıdır. Fransa resmi istatiklerine göre evlilik dışı doğum oranı yüzde 34.9'dur. Batıda bunlara nesebi gayri sahih ve piç denmiyor. Resmi işlem ve yazışmalarda "Natural" (tabii veya doğal) terimi kullanılmaktadır. Le Point'e göre kilisedeki nikah artık önemini kaybetmiştir. Evlilik ile annelik kavramı eskiden bir arada idi, şimdi bu iki kavram birbirinden ayrılmıştır. Aynı evi paylaşan yani evi olmadığı halde aynı ev ve dairede oturan erkek ve kadın sayısı 30 yıl içinde yüzde 10'dan yüzde 40'a yükselmiştir. Batıda evlilik olmadan kadın ve erkeğin birlikte yaşaması ve gayri meşru doğum, sosyal yönden normal kabul edilir olmuş. ABD'de her 4 evlilikten biri boşanmayla noktalanıyor. 28 milyon Amerikalı çocuk parçalanmış aile ortamında büyüyor. "Gayri meşru çocuk sayısı son 10 yılda yüzde 82 artış göstermiştir." Bu hem bugün hem de gelecek açısından sayılmayacak şekilde çok tehlikeli" diyen uzmanlar "Gelecekten ümitsiz, korku dolu bir gençlik yetişiyor." demektedirler. Yazdığı kitapla büyük yankılar uyandıran John White "Yeni Politikacılar ve Eski Değerler" isimli eserinde şöyle diyor: "İnançsız, başıboş ve gayesiz gençlerin her türlü intiharı tek yol olarak gördükleri... Boşanma konusunda sağlanan kolaylıkla, uyuşturucu kullanma alışkanlığı, kolay yoldan para kazanma hırsı, ahlaki değerlerden uzak yaşayış, ABD ve Batı ülkelerinde aileyi temelinden sarsıyor. Modern çağ, uzay çağı, aydınlanma çağı derken Amerikan ve Batı toplumu Ortaçağ karanlığına geri dönüyor... Dinsiz toplumlar bunalım içinde..." İslamın ahlaki değerlerine karşı çıkanların ve Batı'nın dejenere değerlerini genç nesillere vermek isteyenlerin acaba Batı'daki çöküntüden haberi var mı?