ABD Irak'ı yakın bir tarihte bombalar mı bilemiyoruz ama Saddam için bombalasa da farketmez. Zira onun hayatı maceradır. Çocukken yediği dayaklara dayanamayıp evden kaçtığından olsa gerek çözümü şiddette arar. Nitekim genç yaşta Sosyalist Baas Partisi'nin militan kadrosunda yer alır ve parti merdivenlerini rakiplerini yıldıra yıldıra çıkar. Hatta Kahire Üniversitesi'nde hukuk okurken zorlandığı derslerin imtihanlarında masanın üzerine silahını koyar. Hedefine varmak için çok acımasız davranır. Devlet Başkanı olduktan sonra militanlıktan vazgeçmez aksine zulmü artar. Nitekim 16 Mayıs 1979'da hasımlarını tasfiye ederek Irak Devlet Başkanı, Baas Partisi lideri ve Devrim Komite Konseyi Başkanı olur ve film başlar... Arkasında kim vardı? 1958 yılında Irak Emiri Şerif Hasan'ı katleden sosyalist Baas darbesinde Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanlığı yapan Handan el Hac Abdulgaffar Et-Tekriti Mısır'da neşredilen hatıratında şu itirafı yapmaktadır: "17 Temmuz darbesinde ABD'nin, 30 Temmuz darbesinde ise İngiltere'nin parmağı vardır. 1963'te Baas Partisi'ni devirerek iktidara gelen Abdüsselâm Arif hükümeti Fransızlarla petrol anlaşması yapınca; Baas Partisi ile CIA anlaşır. Saddam, Baas'ın talimatıyla Beyrut'taki ABD Büyükelçiliğinde gizli bir toplantıya katılır ve bir protokol imzalar. Bu anlaşma onbir maddedir. İlk maddede ne yazsa beğenirsiniz? "Irak ile Fransa arasındaki petrol anlaşması iptal edilecektir!" Yine bu protokole göre Saddam Ortadoğu'da Amerikan politikalarına destek verecektir. Milyarlar silaha Bundan sonra CIA, Iraklı sosyalist ve komünistlere el atar. Avuç avuç para dağıtarak Devlet Başkanı Abdüsselam Arif aleyhine mitingler düzenletir. O günlerde muhafız birliği komutanı Abdürrezzak En Naif CIA'nın ajanıdır. Bu yüzden Saddam kansız bir darbe ile Devlet Başkanlığı Yardımcılığına getirilir. Ancak o yerini beğenmez, gizli gizli kadrosunu kurar ve devlet başkanı olur. 1980'de ABD'nin isteği üzerine İran'a saldırır. 8 yıl süren savaşta ABD'den 80 milyar dolarlık silah alır. ABD İran pazarına da girer ve onlara taşeronlar vasıtasıyla 30 milyar dolarlık silah satmayı başarır. Peki ne değişti? Saddam sanıldığı kadar saf değildir ve saltanatını koruyacak sistemleri kurmakta gecikmez. Kimseye güvenmez nitekim ABD'nin kendine karşı hazırladığı tuzakları da haber alır. İşte o tarihe kadar ABD'nin emrinde olan Saddam birdenbire ABD'ye dirsek gösterir. Şu anda Ortadoğu'da Irak ve İran dışında hiçbir ülke ABD hegemonyasının dışında değildir. ABD bütün petrol rezervlerini ele geçirmek için Saddam'ı bahane etti ve edecektir.