Hazret-i Ömer, birisi hakkında ileri geri konuşan bedevîye sormuş: "Sen onu tanıyor musun?" Bedevî, "tanıyorum" diye diklenmiş. Büyük halife baştan almış "Birlikte yola çıktınız mı?" -Yooo -Peki birlikte konakladınız mı? -Hayır. -Öyleyse birlikte yemek yediniz? -Onu da hatırlamıyorum. -Öyleyse sen onu tanımıyorsun! Sayın Bakanımız Erkan Mumcu herkes gibi bana da sevimli geliyordu; ama bu kez birlikte yola çıktık, birlikte konakladık ve birlikte sofraya oturduk. Bosna-Hersek gezisinde onu yakinen tanıdım ve inanın hayran kaldım. Mâlum Sırp zulmünün devam ettiği günlerde Türkiye Bosna-Hersek'e yakın ilgi göstermişti. Sonraları bu ilgi azaldı ama Boşnaklar kötü gün dostlarını unutmadı. Evet onların gönlünde Türklerin yeri zaten ayrıydı ama Sayın Bakanın mütevazı ve candan tavırları unutulmaz izler bıraktı. Her iki ülke arasında manevi ve kültürel köprüler atıldı. Doğrusunu isterseniz bu gencecik bakanın olgunluğuna, kültürüne, ileri görüşlülüğüne hayran oldum. Mumcu, hem memleketimizin meselelerine vakıf, hem de doğruluğuna inandığında konuda ısrarcı. Kimseye not vermek hakkım değil ama bu ilkeli ve gayretli tavırları ile benden tam puan aldı. Demek ki yaşlı ve yorgun siyasetçilerle ne çok vakit kaybetmişiz. Allahü teâlâ böyle genç dimağların sayısını arttırsın. Orda bir Bosna var, uzakta... Bosna-Hersek, Osmanlı eserleriyle dolu bir açık hava müzesi olmasının ötesinde bildiğiniz botanik parkı. Koca ülkede çorak bir yer görmek mümkün değil. Ülke dağlık ama kayaların üzeri bile çam, çim kaplı. İrili ufaklı beldeler akarsu vadileri üzerine yerleşmişler. Dereler, ırmaklar dolu dolu akıyor, nehirler yatağını zorluyor. Her mevsim yağış alan coğrafya özellikle kış sporlarına çok müsait. Sanayi ve ticaret fazla gelişmemiş, yollarda ne kamyon ne de TIR görünüyor. Türk iş adamlarının bu topraklarda yapacağı çok iş var. Camilerde cemaatin çoğunu gençler oluşturuyor. Savaş sonrası İslâma yöneliş daha bir artmış. Osmanlı, Bosna-Hersek'te tam 400 yıl kalmış. Halk Türkiye'yi ve Türkleri ve çok seviyor ama onlarla lâyıkı ile ilgilendiğimiz söylenemez. Meselâ Avusturya Bosna-Hersek'e 50 yıl hakim olduğu halde, kendi eserlerini bizzat kendi onarıyor ve koruyor. Liseyi bitiren gençlere hiçbir şart ileri sürmeden burs veriyor. Unutmayın Bosna-Hersek, Türkiye'den çok önce AB üyeliğine alınacak, belki bizim için AB'nin bir başka kapısı olacak. İş adamlarımızın (bilhassa Boşnak asıllıların) bu güzel ülkeyi görmesini isterdim. Umarım Mostar Köprüsü ile gönüllere de köprüler atılır ve bizim çocuklarımız Balkanlar'da güzel işler yapar. Buna eskiden beri inanıyordum ama genç Bakanımız ümitlerime ümit kattı.