Bosna-Hersek'ten haberler

Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Erkan Mumcu'nun özel misafirlerinden biri olarak 27-30 Haziran arasında Bosna-Hersek'te bulundum. Ziyaretimiz yorucu, kısa ama bir o kadar faydalı geçti. Adeta "zaman tüneli" içinde maziyi yaşadık. Ziyaretimiz sırasında en çok dikkatimi çeken hususlardan biri de, gerek Bosna-Hersekli Müslümanların gerekse Boşnakların kendilerini Osmanlının vârisi olarak görmeleri Osmanlı ve Türkiye'yi çok sevdiklerini göstermeleri idi. ğ Ayvaz Dede Şenliği Her yıl Bosna-Hersekli ve diğer ülkelerden gelen Müslümanlar; Saraybosna'ya 150 km uzaklıktaki, ormanlarla kaplı ve dağın üzerinde en fazla 2 kişinin geçebileceği 14 kilometrelik dik yarıktan yürüyerek, dağın zirvesindeki Ayvaz Dede hazretlerinin (Kaddesallahü sırrehü) kabrinin etrafındaki yaylada toplanmaktadırlar. Bu zat Manisa'nın Akhisar ilçesinden buraya gelip yerleşen Anadolu erenlerindendir. Oralara Bosna-Hersek'in fethinden önce gelmiş olup; Osmanlının öncüleri, ileri karakolları idi. Ve sadece Osmanlı Sultanından emir alırdı. ğ Bir manevi hava ki Her yıl (harabe halinde olan) savaşta tahrip edilmiş camiye, camilerin, kentlerin sancakları ile gelirler. İmam Efendi takdim ettikten sonra, sıraya girenler ve 14 kilometrelik geçidi (dağ yarığını) aşarak kabrinin civarına gelirler. Bu sene 60 adet sancak var idi. Bunlar arasında Kanada (Toronto), Avusturya, Almanya'dan gelen sancaklar da vardı. Bu yıl Ayvaz Dede şenliklerinin 493. yıl dönümü yapıldı. Aslında şenlik dedikleri dini bir toplantı. Rivayete göre Ayvaz Dede bir toplantıda 30 bin kişinin İslâmiyetle şereflenmesine vesile olmuştur. Yine rivayete göre: Bu dağda yağmur yağmaz iken; 40 gün seher vakti dua eder ve rüya görür. Sabahleyin rüyasının dağda aynen vuku bulduğunu görür. Ve sağanak halinde yağmur yağar. O günden bu yana yaz ve kış bu dağda yağış eksik olmaz. Hava bir ara açılır oldu ancak bu yıl da sağanak halinde yağmur yağdı. Konya'dan gelenlerin konseri ve sema gösterisinden sonra Bir imamın duası ile şenlik başladı. Müftü efendi dua ile başlayıp dua ile biten uzun bir hitâbette bulundu. Oradakiler yanlarında getirdikleri seccadeleri sererek topluca (cemaat halinde) öğle namazının farzı kılındı. Herkes ayakta durup yapılan duadan sonra, onbinlerce kişi adeta kuş olup uçtu.