Çanlar ABD için çalıyor

A -
A +

ABD'nin Afganistan'a saldırdığı günden bu yana bir ay geçti. Taliban hâlâ ayakta, Laden hayatta. 1500 sivili (çoğu çocuk) öldüren, hastane, cami, köy ve şehirleri tahrip eden ABD'ye tepki çığ gibi büyüyor. ABD'nin seçkin "Ramboları" pikniğe gider gibi Kandehar'a indiler. Kendi ifadelerine göre "manyaklar gibi savaşan" Afganlılar karşısında kaçmak zorunda kaldılar ve ilk devreyi mağlup kapadılar. Independent Gazetesinden Robert Fisk: "Utanın! Çocuklar ölüyor. ABD'nin saldırıları adalet ve barış sağlamaktan uzaktır. 11 Eylül'den daha fazla ölüme sebep olacaktır. Kış yaklaşıyor, şimdi büyük bir trajedi yaşanacak. Onbinlerce mülteci Taliban'dan değil ABD'nin füzelerinden kaçıyor. Bu günlerde çok kullanılan "terör" kelimesinin hem "yalancı", hem de "ırkçı" olduğunu düşünmeye başladım... Afgan halkının düşmanımız olmadığı söyleniyor. Bugüne kadar benzer harekâtlarda da aynı argümanı kullandık. Peki Müslüman dünyası buna inanır mı?.." Sınıf çatışmasına doğru Müslümanları bu yalana (Türk medyası ile TC Hükümeti hariç) inandırmak zordur. BM Dünya Beslenme Programı yöneticisi Halid Mansur "Afganistan'da durum çok vahim. 7 milyon kişinin açlıktan ölmesi bekleniyor" diyerek tehlikeye dikkat çekiyor. Afgan halkı yardım kuruluşlarından gönderilen gıdalarla hayatta kalabiliyordu. Şimdi bu yardımlar da kesildi. Amerika'nın attığı birkaç bin paket gıda maddesi şovdan ibarettir. Halk ne bulursa, çekirge, böcek, ot, kök, çalı, çırpı, onunla besleniyor..." Alman Der Spiegel Dergisinde yazan 1987 Nobel Barış Ödülü sahibi Norveçli Johan Galtong, "Global çatışma diye takdim edilen şey, aslında bir sınıf çatışmasıdır. Zengin insanlarla yoksul insanlar ve zengin ülkelerle yoksul ülkeler arasındaki bir çatışmadır. Ne uygarlıklar savaşı, ne terörle mücadele ne de özgürlükler savaşı değildir" diyerek farklı bir noktaya dikkat çekti. Hegemonya bitecek mi? Ünlü İtalyan yazar Umberto Eco ise: "Kitapları yakan, milyonları aşağı ırk diye katleden Hitler de Batı ürünü idi. "Belki de bizde tek olumlu gelişme renkleri ve dinleri farklı genç insanlarla tartışıp uzlaşmak zorunda olduğumuzu kavramamızdır" demektedir. ABD'nin gayesi nedir? Bunun cevabını kapitalizmin sesi ve kalesi olan Wall Street Journal'da İngiliz tarihçi Paul Johnson cevaplıyor: "Terörizmi önlemek ve sömürüyü devam ettirmek için koloniyalizm şarttır. Bu da birçok bölgede sürekli askeri varlık bulundurmakla mümkündür. Küreselleşme bugüne kadar klasik emperyalizm yani askeri işgal ve pazar kontrolü değildi. Ama şimdi klasik emperyalizme dönüşüyor. Ancak bunun birkaç aylık Afganistan ya da başka yerlerin bombalanması veya işgali ile sağlanması mümkün değildir. Bu ortamın uzun sürmesi lâzım. Sürmezse kendisinden önceki hegemon devletler gibi, ABD'nin de süper gücü ve hegemonyası biter..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.