Cesetleri tanklarla çiğnediler

Terörle mücadele ve özgürlük savaşı yalanı altında Afganistan kan gölüne döndürüldü. Bu savaş gayri adil, barbarca, yalan ve komplolarla örtülü olarak devam ediyor. Mezar-ı Şerif, Kabil, Kunduz, Kandehar ve bilhassa Cenk kalesinde, "cenk" değil insanlık dışı bir "katliam" yapıldı. Enselerdeki kurşun delikleri Afganistan dışından gelen 450 (gönüllü) Müslümanın ölümü ile neticelenen Kal'a-i Cengi katliamı dış basında şu şekilde yansıdı: "İkiyüz yıllık kalenin avlusu yüzlerce insan ölüsüyle doluydu. Birbirlerinin üzerine yığılan ölülerin arasında bir tank dolaşıyor, cesetleri parçalıyordu. Kafa, kol, gövde, bacak, göğüs, kalça gibi insan enkazı topraklara karışıyordu. Bazı taze insan parçalarından kan sızıyordu. Her yer havadan atılan bomba artıklarıyla doluydu. Kalenin dışında küçük bir ağaçlık vardı. Gönüllülerin son direniş noktası olan bu yerde bütün ağaçlar yıkılmış, geçitler kapanmıştı. Parçalanmış askeri araçlar, demir yığınına dönmüş jipler, ağaçlardan sarkan insan ölüleri... Bir duvarın dibinde 50 kadar asker cesedi vardı. Hepsinin kolları arkadan bağlıydı. Enselerinde kurşun deliği göze çarpıyordu..." Bu katliamın suçlusu kim? 450 Müslüman gönüllü uluslararası antlaşmalara (Cenevre Antlaşması) uygun olarak teslim olmak istediler. Birleşmiş Milletlerin Afgan Temsilcisi Lahdar Brahimi, bu birliğin (450 kişinin) Birleşmiş Milletler gözetiminde teslimini reddetti. Bush ise Afganistan'da öldürülen CIA ajanının intikamını almak için; ABD askerlerine ve Kuzey İttifakına: "Bunların hepsi öldürülsün" emrini verdi. Katliam bir gün yargılanır mı bilemem! Ama bu korkunç ve insanlık dışı olayın gerçek suçlusu (sorumluluk derecesine göre) Bush, Birleşmiş Milletler, ABD, İngiltere ve çavuşluktan generalliğe terfi eden Dostum'dur. İnsan haklarında çifte standart Tam 27 yıldır altını çizdiğim bir hakikati bir kere daha haykırıyorum. Bizlere örnek olarak gösterilen Batı Medeniyetinin temeli Roma ve Yunan'a, bunlar ise Mısır Firavunlarına dayanır. Bu medeniyetlerde insanlar, efendiler ve köleler diye ikiye ayrılır. Batılılara göre Beyaz Hıristiyanların dışında herkes köle statüsündedir. Ayrıca kilise "Müslümanları öldürmek kutsal bir görevdir. Onları öldürmekle dünyada daha fazla günah işlenmesi önlenir" demekten çekinmez. Hasılı Ceng kalesinde ki katliam onlar için "sıradan ve olağan" bir hadisedir.