Cezayir 1518- 1830 arasında 312 yıl Osmanlı toprağı idi. 1830- 1962 arasında Fransa'nın işgali altında kaldı. Tam 132 yıllık esaretin ardından en az 1.5 hatta 2 milyon şehidin verilmesiyle Cezayir bağımsızlığını kazandı. Ancak 1962'den bu yana ülkedeki dikta ve sosyalist rejimin milli ve manevi değerlerde yaptığı tahribat 132 yıllık Fransız işgalindeki tahribattan çok daha fazladır. Batı'nın iki yüzü Cezayir tabiri caizse bir "Mafya" tarafından 1962'den bu yana idare edilmektedir. Öyle ki, mafyanın sömürüsü için devlet terörü hatta devlet cinnetiyle 1992'den günümüze öldürülenlerin sayısı 100 binleri aştı. Şehitler ülkesi Cezayir, cinayetler ülkesine döndü. 4 Ağustos 1996 tarihinde Cezayir muhalefet liderlerinden ve İslami Hareket Başkanı Şeyh Mahfuz Nanha yaptığı açıklamada: "İslâmda terör yoktur. İslâm bir barış ve huzur ormanıdır. Bu orman içindeki bir kaç kurumuş ağacın, maksatlı çabalarını, İslâmiyet'e mal etmek, Batı'nın Haçlı ruhunun hortlamasıdır. Batı artık terör konusundaki çifte standartları terk etmeli. Cezayir dahil dünyanın heryerindeki teröre doğru teşhis koymalıdır. Terör bir insanlık suçudur ve bütün dünyayı tehdit etmektedir..." İlk yapılan... Fransızlar Osmanlıyı 132 yıl içinde o kadar kötülediler ki, Cezayir bağımsız olduğunda ilk yaptıkları, Osmanlıyı kötülemeyi yasaklayan kanundur. Çünkü Cezayir, Osmanlı devrinde altın çağını yaşadı. Bugün Cezayir, Fas ve Tunus Katolik ve Hıristiyan değilse bu Osmanlının sayesindedir. Elbette her nimetin sahibi Allahü teâlâdır. Osmanlı sebebtir. 1830'da Fransa Cezayir ve Tunus'u işgal ettiğinde bu iki ülkenin okul ve kütüphane sayısı Fransa'nın 2 misli idi. 3 milyon Cezayirlinin (özürlüler hariç) yüzde yüzü okur- yazardı. 1830'da yüksek tahsil gören 100 bin gencin 30 bini burslu idi. Kaynak eser: "Pazel do Boyer I' Euolution de L'Algerie Meduane" Ve bugün ıssız olan Büyük Sahra'da bile 1500 okul ve kütüphane bulunuyordu. Cezayirli ilim adamı Doktor Ebu Aziz Yahya eserinde: "Eğer Türkler olmasaydı, Kuzey Afrika'da bugün İslâmiyet diye bir şey olmazdı. Kuzey Afrika Katoliklerle meskün bir yer olurdu." demektedir. Hristiyanların korkusu Bugün Cezayir'de Arapçaya sahip çıkmak suçtur. Le Point dergisi son sayısında "İslâmcılar, Fransız diline karşı" başlığı altındaki uzun yorumunda, Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflikan'ın Fransızcayı ilk okul birden itibaren eğitim dili yapmasına Müslümanların karşı çıkmasını büyük suç olarak göstermektedir. Bir sureti Corneil Üniversitesi kütüphanesinde bulunan 1957 tarihli Hıristiyan Kiliseler Birliği bülteninde: "Afrika 21. asrın en önemli kıt'asıdır. Hıristiyanlar Afrika'ya sahip olamazsa; Müslümanlar yalnız Afrika'nın değil dünyanın hakimi ve sahibi olacaktır. Böyle bir şey Hıristiyanlık için çok büyük bir kayıp hatta Hıristiyanlığın sebeb-i felâketi sayılır." denilmektedir. Cezayir'de mafya (cunta), Hıristiyan ve Siyonizm emperyalizminin uşaklarıdır.