Anayasa paketinin 336 oy ile kabulü Türkiye'ye demokratik olmanın yolunu açtı. Hayırlı olsun. Tanzimattan bu yana ülkeyi vesayet rejimi ile idare eden oligarşik bürokratik ve sözde aydınlar ve vesayet rejiminden nemalananlar bu paketin önünde set olmaya çalışacaklardır. İNŞALLAH paket referanduma gider ve evet oyu ile süslenerek demokrasiyi önleyen barajlar yıkılır. Anayasa hukukçusu ve Venedik Komisyon üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun "Referandumdan sonra iptal söz konusu olamaz" dedi. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt medeni kanun gerekçesinde "Değişmemek, dinler için bir zarurettir" demiş idi. Buna rağmen asırlardır bazı gafiller dinde reform yaygarası ile içlerindeki zehiri döktüler. Şimdi 1982 anayasası değiştirilemez diyenler, anayasayı din gibi mi görüyorlar acaba? Anayasa paketine muhalefet edenler paketin mahiyetine bakmadan, karşı beyanatlar vermeleri ön yargılı bir tavır içinde olduklarını gösteriyor. "Gelecek hükümete ve meclise bırakalım" mazereti için söylenecek söz, bu hükümet ve meclis meşru değil mi? Bu meclisi millet seçmedi mi? Adalet eski bakanı Mehmet Moğultay 5 bin yandaşçısını hakim ve savcı olarak aldığını itiraf etmiştir. Hukuk devleti hakimler devletine dönüşmemeli. The Economist'e göre: Değişime karşı çıktıkça muhalefet muhalefette kalacaktır. AB Dönem Başkanı İspanya Dışişleri Bakanı Moratinos "Bir zamanlar biz de askerî yasalarla yönetiliyorduk. Hükümetinizin yaptığı büyük cesaret... Sizi en iyi biz anlıyoruz. Darbe anayasası ne demek biliriz" demiştir. Avrupa Parlamentosunun sosyalist lideri Martin Schulz anayasa paketine destek vererek şöyle demiştir: "Türkiye'nin modernleşmesi için önemli bir adım. Paket Türkiye'yi AB'ye bir adım daha yaklaştıracak..." Seçimin faziletini göstermek adına, bu millet 1950'de Menderes'e, 1965'te Demirel'e, 1977'de Ecevit'e 1983'te Özal'a ve 2001'de Erdoğan'a yetki vermiştir. Star gazetesinde 27 Mart 2010 tarihinde Ergun Babahan'a göre: "Cumhuriyetin kuruluşundan beri gerçek iktidar sahibi olan bürokrasiye 'Yeter artık söz milletin' deniliyor." Rahmetli Turgut Özal ekonomik prangaları kırmıştı. Şimdi de hukuksal prangalar kırılıyor. Muhalefet milletin dokusuyla uyuşmayan bir duruş sergiliyor... İçimizde sivilleşmekten korkan siviller var ama top sivilleşmeden korkmayanlarda. Referandumun özü "vesayet rejimi devam mı etsin, yoksa sona mı ersin"dir!..