Kıbrıs'ta uzlaşma sağlamak için Birleşmiş Milletler yönetiminde ikili görüşmeler devam ederken Kıbrıs Rum hükümeti 3 Temmuz 1990 tarihinde Avrupa Birliği'ne üyelik için başvurdu. Rumların bu tek taraflı ve Kıbrıs Cumhuriyeti kurucu anlaşmalarına aykırı olan bu başarı tamamen siyasidir. Kıbrıs'ın ENOSİS'i yani Yunanistan'a ilhakı faaliyetini Rum ve Yunanistan AB'ye devretmiş olacaktır. AB ön plana çıkarken Rumlar ve Yunanistan perde arkasında kalacaktır. Kıbrıs Rum Hükümetinin Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides birçok defa şu açıklamayı yapmıştır: "Kıbrıs Rum bölgesi Avrupa Birliğine girdiğinde, 1960 Garanti Antlaşması bir Avrupa ülkesine pratikte işlemeyecektir. Yani Türkiye 1960 Anayasasına dayanarak garantörlük ve müdahale hakkı fiilen işlemez hale gelecektir. İki kesimlilik ve global mal mülk değişimi dahil, Kıbrıs Türklerinin muhtemel bir anlaşma ile elde edecekleri hak ve güvenceler Avrupa Birliği normlarına göre geçersiz sayılacaktır. Rum göçmenler ise kuzeye (KKTC'ye) geri dönecekler. Bu sayede Yunanlının Kıbrıs'taki son hedefi Girne'yi yeniden ele geçirmesi mümkün olacaktır." Avrupa Birliği sayesinde bu hedeflerine ulaşacak olan Rumlar, Kıbrıslı Türklerle neden anlaşsınlar!... Rumlar için toplumlararası görüşmeler zaman kazanmaktır Klerides'in yukarıdaki açıklamasından da anlaşılacağı gibi; Rumların Avrupa Birliği üyeliğinden hedefleri; Türkiye'nin anlaşmalarla tescil edilmiş Kıbrıs üzerindeki etkin garantisini ortadan kaldıracaktır. 1923 Lozan Antlaşması'nın bir uzantısı olarak Kıbrıs'ta tesis edilen Türk-Yunan dengesini kendi menfaatleri istikametinde tek taraflı olarak bozmaktır. Esasen Türk sahillerine bitişik adaların Yunanistan'da olması sebebiyle askeri strateji ilmine göre Edremit Körfezi'nden-Kaş Burnu'na kadar Türk sahilleri Yunanistan tarafından kuşatılmış olup, stratejik işgal altındadır (fiili değil). Türkiye'nin açık denizlerle irtibatı Kaş Burnu ile İskenderun Körfezi arasındadır. KKTC fiilen ve hukuken sona erdiği gün Türkiye'nin açık denizlerle irtibatı kesilmiş ve denizlerde Yunanistan ve AB tarafından kuşatılmış, tecrit edilmiş olacağız. Avrupa Birliği hukuku çiğnemektedir Avrupa Birliği'nin Kıbrıs Türk tarafının itirazlarına rağmen Rumların "meşru hükümet" adı altında yaptığı tek taraflı başvuruyu kabul ederek işleme koyması Rum tarafının Kıbrıs Meselesindeki uzlaşmazlığını daha da artırmıştır. Rum tarafı Kıbrıs'ta varmak istediği hedefe zaten Avrupa Birliği üyeliği yoluyla ulaşacağı beklentisi içine girmiştir. Rumlar bütün çözümlere sırt çevirmiştir. Tomlumlararası girişimleri ve iki kesimli federal çözümü zaman kazanmak için yapmaktadır. Çözüm istemeyen Rauf Denktaş değil Klerides'tir.