Ermenilerin 24 Nisan yalanı!

A -
A +

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 Nisan günü Batı ülkelerinde (Sözde) Ermeni soykırımı gündeme gelerek; "Ermeni Diasporası"nın soykırım yalanlarıyla Osmanlının şahsında Türkiye'yi suçlamaya devam edeceklerdir. Maalesef "Batı ne der" endişesi ile yıllardır, Ermenilerin bu yalan propaganda ve faaliyetlerine seyirci kalınmıştır. Kaldı ki sadece Osmanlı Arşivi ve insaf ehli Batılı tarihçilerin eserleriyle, soykırımın Ermenilerce Türklere yapıldığını ispat ve inandırmak mümkün idi. Fransa hükümeti "Fransa halkını karşımıza alamayız" gerekçesiyle sözde Ermeni soykırımını resmen tanıdı. Ancak Fransa'nın bu tavrına 57. Koalisyon hükümetinin tepkisi çok cılız oldu. Yakında Clinton'ın önlediği sözde Ermeni soykırımı tasarısı Ermeni, Rum hatta Yahudi lobisinin teşebbüsü ile yeniden ABD Senatosunda gündeme gelir ve kabul edilirse asla şaşırmayın! Kaldı ki son mali krizde, Türkiye üzerinde son derece sömürgeci bir tavır sergileyen ABD'ye karşı tepkimiz Fransa'ya yapılandan daha cılız ve sözde kalır. Türk milleti, en az 2500 yılı belli ve ondan öncesiyle 5 bin yıllık şerefli ve büyük bir millettir. Ermeni Diasporası, Ermenileri emperyalist emelleri için kullanan devletler ve bu hadiseler karşısında seyirci kalanlar, kendi sonlarını hazırladıklarının ve de Türk milletinin gücünün farkında değildirler. Ermeni Diasporası ateşle oynuyorlar. Ermenistan'da yaşayan Ermenilerin açlık sınırındaki sıkıntıları onları ilgilendirmiyor. Büyük Ermenistan hayali peşinde koşarken Ermenistan'dan her gün binlerce kişi yurt dışına göç ediyor. Ermenistan adeta boşalıyor. Kağıt üzerinde 4 milyon ise de aslında bu sayı yarısına yaklaşıyor. 24 Nisan günü Ermeniler için neyi ifade ediyor? İngiltere, Fransa ve Rusya'nın para silah ve siyasi desteği ile İstanbul'da bir Ermeni isyanı hazırlandı. Bunun haberini alan Osmanlı Hükümeti, isyanın elebaşıları olan 2345 kişiyi 24 Nisan 1915 tarihinde tutukladı. Ve isyan kansız önlendi. İstanbul'da onbinlerce Müslüman kanı dökemeyen Ermeni komitacıları bu yüzden 24 Nisan'ı her yıl anmaktadırlar. Tehcir hadisesi ise 14 Mayıs 1915 tarihinde karar alınıp 7 Eylül 1915 tarihinde uygulanmaya başladı. Tehcir bir göçtür. Asla sürgün değildir. Sadece Doğu Anadolu ile Mersin-İskenderun bölgesindeki ve Osmanlı Dahiliye Bakanlığı belgelerine göre 703 bin Ermeni Osmanlıya ait Irak, Suriye ve Lübnan topraklarına gönderilmiştir. İkinci Dünya Savaşında ABD Japon asıllı Amerikalıları toplama kamplarında tecrit ettiğini unutmuş değiliz. 1878 Berlin Kongresinden sonra Ermeni isyanları, köy ve kentlerde ise katliamları çığ gibi artıyordu. Birinci Dünya Savaşında Ermenilerin isyan ve katliamları zirveye ulaştı. Sadece Erzurum'daki Ermenilerin %75'i Rusların safına geçti. 1915'te Kanal, Çanakkale ve Kafkasya cephelerinde tarihinin en zor günlerini yaşayan Osmanlı, Doğu Anadolu'daki ordusunun arkasından Ermenilerce hançerleniyordu. Ülkenin bütünlüğü ve ordunun güvenliği için Ermenilere tehcir (göç) yaptırmaya mecbur hatta mahkum idi. Göç esnasında Ermenilerin emniyeti için her tedbiri aldı. Görevini ihmal eden 1397 kişiyi cezalandırdı ve bazılarını idam etti. Göç sadece Doğu Anadolu, Mersin-İskenderun bölgesi için idi. İstanbul ve Anadolu'daki diğer Ermenilere dokunulmadı. Şayet soykırım yapılmış olsaydı, hepsine uygulanırdı. Batılı tarihçilere göre tehcir esnasında hastalık, açlık, salgın hastalıklar, aşiret kavgaları, kıtlık, hava şartları ile 300 bin Ermeni ölmüştür. Ama soykırım yapılmamıştır. 2 milyon insan ise asla değildir. Hatta 300 bin rakamı bile abartılıdır. Tarihçi Stanford Shaw'a göre ölenlerin sayısı 200 bindir. İngiliz gizli servisi mensubu tarihçi Toynbee'ye göre 600 bindir. Tarihçilere göre tehcir dahil, Birinci Dünya Savaşında ölen bütün Ermenilerin sayısı 300 bindir. Dışişleri Bakanlığının eski müsteşarlarından Kamuran Gürün'ün 1982'de neşrettiği "Ermeni Dosyası" kitabında ölen Ermenilerin sayısının 300 bine yakın olduğunu ifade etmektedir. 3 İngiliz generalinin hazırladığı raporda ise Ermenilerin 1 milyon Türk'ü katlettiği yer alır. Çarlık Rusyasının dışişleri bakanı Sazanof'un, Çar vekili Nikolayeviç'e 27 Haziran 1916'da yolladığı telgrafta: "Ermenilerin Doğu Anadolu'da hiçbir zaman çoğunlukta olmadıklarını, çoğunluğun her zaman Türklerde bulunduğu; bu şartlar altında bir Ermenistan muhtariyetinin kurulması, azınlığın çoğunluğu idare etmesi, bir haksızlık olacaktır" demektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.