Esas soykırımı Ermeniler yaptı

A -
A +

Sözde Ermeni soykırımının bir yalan üzerine inşa edildiğini, gerek Batı ülkeleri gerekse Türk'e düşman olanlar gayet iyi bilmektedirler. Ama bu yalan işlerine gelmektedir. Emperyalist Batı ülkeleri Osmanlıyı yıkmak için geçmişte bu sanal (yapay) meseleyi kullandıkları gibi; bugün de Türk Devletini yıkmak, Türk Milletini bölmek ve milletlerarası siyasi platformda suçlu duruma düşürmek ve bazı tavizler koparmak için aynı şekilde kullanmaktadırlar. Ayrıca bu iddiayla birlikte, son derece maddi sıkıntı içinde kıvranan Ermenistan halkının sosyal patlamasını önlemek ve Büyük Ermenistan hayali ile oyalamaktadırlar. Ermenistan dışında (Türkiye hariç) Ermeni genç nesiller bulundukları ülkenin kültür potasında eriyerek Ermeni kimliğini kaybetmek üzeredir. Bunların Ermeni kimliğini korumak için bir düşmanlık, kin ve nefrete ihtiyaç vardır. (Sözde) Ermeni soykırımı ile Türklere düşmanlık ile Ermeniler arasında birlik sağlanmasına çalışılmaktadır. Birinci Dünya Savaşında soykırıma uğrayan Ermeni sayısı Ermeniler ve Batı ülkelerince 1915'te 300 bin gösterilirken; 1930'dan bu yana bu miktar katlanarak artırılmış ve 2 milyona çıkarılmıştır. Kaldı ki gerek Osmanlı gerekse kendi arşivlerine göre 1915 yılında Osmanlı topraklarındaki Ermeni sayısı 1 milyon 300 bindir. 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) Osmanlının çöküşünü hızlandırmıştır. Bu savaşın sonunda 1878 Berlin Antlaşmasıyla Osmanlı aleyhine kararlar alınmıştır. Balkanlar ve Kafkaslarda fitne tohumları ekilmiştir. 1878 öncesi Osmanlının en sadık tebaası (uyruğu) Ermeni ve Bulgarlar olduğu halde, bu tarihten sonra, misyoner okullarında Osmanlı ve Türk düşmanı olarak yetiştirilmiştir. Hatta 1878'de Bulgaristan'da Müslümanların sayısı %60'ı bulduğu halde Bulgar prensliği adı altında bir devlet ortaya çıkarılmıştır. 1878 Berlin Muahedesiyle Osmanlı ile Ermeniler arasında karşılıklı güven kaybolarak çatışmalar başlamıştır. Ermeniler, Sultan Abdülhamid Han'a suikast teşebbüsünde bulunmuş ve İstanbul başta olmak üzere, çok sayıda Osmanlı kentlerinde isyan ederek katliamlar yapmışlardır. Çok sayıda köyü yerle bir ederek, yakıp yıkmışlardır. Sultan Abdülhamid Han Ermenilere karşı bir intikam hareketini devamlı önlemiştir. Birinci Dünya Savaşında ise Ermenilerin Türk köylerini basarak soykırım yaptıkları belgelerle sabittir. Müslümanların çoğu camilerde toplanmış ve burada yakılarak öldürülmüştür. Akla ve hayale gelmeyen işkenceler yapılmıştır. Biz Türkler, soykırıma maruz kaldığımız halde, Ermeniler, binlerce yalana dayalı yazılı eserlerle soykırım yapan kendilerini, dünya kamuoyuna soykırıma maruz kalan etnik topluluk olarak göstermişlerdir. Ermeni çetelerinin "tehcir"den önce 1 milyon Müslümanı katlettiğini, İngiliz generali Harbord Harington ile De Robeck hazırladıkları raporda ifade etmektedirler. 1932'den bu yana 3006 yabancı tarihçi ve uzman, Osmanlı Arşivini incelemişler ve soykırım ile ilgili hiçbir belge bulamamışlardır. Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan ve neşredilen "Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi" isimli 4 ciltlik eserde 1914-1921 yılları arasında Ermenilerin katlettiği 517 bin 955 kişiye ait belgeler, yeri, tarihi ve cinayetin nasıl işlendiği resmi kayıtlarla sabittir. Buna Anadolu'nun diğer yerlerindeki katliamlar katılırsa İngiliz generallerinin 1 milyon Türk'ün katli raporu doğrulanmaktadır. Birinci Dünya Savaşında Erzurum, Rusya tarafından işgal edilmiş idi. Bolşevik ihtilali ile Rus ordusunda panik, disiplinsizlik ve dağılma olunca Ermeniler bunu fırsat bilip Türk halka işkence ve katliama başladılar. O tarihte Erzurum ve Dereboyu komutan vekili ve 2. Erzurum Kale Topçu Alay Komutanı Rus Yarbay Toverdokleyof'un anıları da Ermenilerin katliamının korkunç boyutlarını gösteren binlerce belgeden sadece biridir. Şimdi bu hatırattan bir bölümünü sizlere aynen naklediyorum: "26-27 Şubat 1918 gecesi Ermeniler, Rus subaylarını aldatarak katliam yapıp, Türk askerlerinin korkusundan kaçtılar. Soykırımın genelge ile hazırlanan bir metodla yapıldığı anlaşıldı. Ahali evvelce yakalanarak bir yere doldurulduktan sonra birer birer öldürülmüşler ki, bu gece öldürülenlerin toplamı üç bine yükselmişti. Bunları yine kendileri övünerek söylediler. Ermeniler, o kadar az ve korkak idi ki, iki topla, bin beş yüz toplamındaki bir Türk kuvvetine karşı, bir gece bile dayanamayıp, kaçtılar. Ermenilerin ileri gelenleri soykırımın önüne geçebilirdi." Yarbay uzun ve ayrıntılarla dolu anılarını şöyle bitirir: "İnsanların vicdanı, en değerli elmas parçası gibi lekesiz yaratılmıştır. Lekesiz kalmalıdır. Meydana gelen olayları, hiç kimse olmamış hale koyamaz. Ermeniler rüzgar ektiler, fakat rüzgar ekenin fırtına biçeceğini unuttular." (Askeri Tarih Belgeleri Dergisi Aralık 1982, Sayı: 81).

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.