Eyüp'ten, Eyüp'e

A -
A +

27 yıllık yazarlık hayatımda onbini aşan yazı yazdım. Ama inanın hiç bu kadar zorlanmadım. Öyle ya o, ilim, ahlâk, fazilet deryasını bir makaleye nasıl sığdırabilirim. Bir İslâm âlimi şöyle buyuruyorlar: "Yoktan var edilen bütün kainatı bir ceviz kabuğunun içine, bütün denizlerdeki suları bir bardak içine sığdırabileceği düşünülebilir. Ama zaman ve mekandan münezzeh Allahü teâlânın yoktan yarattıklarının en efdali, üstünü ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği sayısız güzellik ve nimetlerle şereflendirdiği Hazreti Muhammed'i (Sallallahü aleyhi ve sellem) dil ve kalemle ifade etmenin mümkün olduğu düşünülemez. Biz bereketlenmek için O'nun güzelliklerini yazıyoruz. Güzeller güzeli Peygamber Efendimizi Allahü teâlâ meth etmiştir." Çölde su arayanlara Vârisler, mirası ile şereflendikleri kişilerin güzelliklerine sahiptirler. Yalnız zamanımızın değil, asrımızın değerli mütefekkirleri arasında ve ön saflarında yer alan; Rahmetli Hüseyin Hilmi Işık Beyefendinin; dinî, fennî, tarihî ve her konudaki eserlerinden çölde susuzluktan kırılan insanlara temiz, berrak, lezzetli bir pınar gibi kıyamete kadar, Rabbimizin bir ihsanı olarak istifade edilecektir. Her geçen gün değeri çok daha fazla idrak edilecektir. Yıl 947, yer Işıklar Büyük insanları gerçek anlamda ancak büyük insanlar anlayabilirler. Bizler bu büyükleri anlamaktan aciziz. Ama onları seviyoruz. Onlara teşekkür borçluyuz. Nimetin sahibi Allahü teâlâdır. Ama bu nimeti sunan kişilere teşekkür edilmezse; Allahü teâlâya şükredilmiş olunmaz. Bu değerli insanı 1947-1948 yılında Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde son sınıf öğrencisi iken tanıdım. Bütün gayesi Rıza-i İlâhi idi. Şöhret, makam, dünya menfaatlerinden tamamen uzak idi. Kendi ifadesine göre: "... Engin denizden bir damla gibi olan bilgilerimi, gençlerin temiz ruhlarına, onların gonca gibi açılmakta olan körpe dimağlarına akıtmak için çırpındım. İçimde yanan iman ışığından onların saf kalplerine birer kıvılcım salmak istedim. Elhamdülillah Rabbim kolaylık gösterdi..." Eserlerinde ve sohbetlerinde ısrarla şunları buyurdu: "...Müslüman, iyi insan, aklı başında kimse demektir. Hakiki Müslüman, Allahü teâlânın emirlerine itaat eder. Allahü teâlânın emirlerine uymamak günah olur. Kul haklarını ve devlete olan borçlarını öder. Devletin kanunlarına karşı gelmez. Kanuna karşı gelmek suç olur. Müslüman günah yapmaz, suç işlemez. Vatanını, milletini ve bayrağını sever. Herkese iyilik eder, kötülük yapanlara nasihat verir. Böyle olan Müslümanı Allah da sever, kullar da sever. Rahat ve huzur içinde yaşar..." Kimseyi incitmedi En önemli özelliklerinden başta geleni fitneden, münakaşadan, şiddetten kaçınılmasını ısrarla ifade etmesiydi. Bütün hayatı hizmetle geçti ve her konuda örnek bir insan idi. İnanç, ilim ve amelde zirvede idi. Ömrü boyunca hiç kimseyi incitmedi. Sahabe-i kiramı rehber edindi ve Ehl-i Beyt'e aşık idi. Eyüp Sultan'da, Cennet bahçesi olan kabrinde her geçen gün üzerine Allahü teâlânın rahmeti ve ihsanı yağmur gibi yağsın. Yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı dilerim. Yeniden kavuşmakla şereflendiğimiz Beraat Kandiliniz mübarek olsun. Dualarınızı beklerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.