Filistin'de katliam provası

A -
A +

Lübnan'ın Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında, Lübnanlı Hıristiyanlarla birlikte; bir gecede yüzlerce Filistinlinin katlinin emrini veren Ariel Şaron şu anda İsrail Başbakanıdır. Ancak bizzat bu katliamdan İsrail Yüce Divan'ı Şaron'u suçlu bulduğu için, o dönemde Savunma Bakanlığından istifa etmiştir. Aynı şahsın emri ile geçen haftalar İsrail helikopterleri, tankları ve buldozerleri, 11 Nisan 2001 sabahı, Gazze Şeridinin güneyindeki "Han Yunus Mülteci Kampı"na girerek 15 ev yerle bir edilmiş, 15 ev ağır hasar (kullanılamaz halde) görmüş, 2 kişi şehit edilmiş, 40 kişi yaralanmıştır. Kamptaki camiden "cihad" çağrısı yapılmak suretiyle, Filistinliler silaha sarılmış ve kampı savunmuşlardır. Çatışmalar 24 saat aralıksız devam etmiştir. İsrail daha önce kampın su ve elektriğini kesmiştir. Filistin yeni bir Bosna ve Kosova'ya dönüşmek üzeredir. İsrail'in baskısı ve katliamları karşısında ABD'nin peyki olan Arap hükümetlerinin susmasıyla (birkaçı hariç) bu ülkelerin hükümet ile halkı arasında uçurum giderek derinleşmektedir. Arap ülke şeyh, sultan ve diktatörlerinin altındaki halı giderek kaymaktadır. Devrilecekleri günler yakındır. Filistinliler ile İsrail'deki Yahudiler arasında kin, nefret, güvensizlik duvarı giderek kalınlaşmaktadır. Bu ise İsrail devletinin tehlikede olduğunun işaretidir. Filistin dışında, vatanlarından kovulmuş 4 milyon Filistinli vardır. Ve bunların Filistin'e girişi yasaktır. İsrail'in suyuna İsrail firmaları hakimdir. Filistinliler susuzluktan kıvranmaktadır. Ayrıca işsizlik son derece büyüktür. Filistinliler İsrail içinde ikinci derece vatandaşlık şöyle dursun, köle, esir ve parya statüsündedir. Dünya Yahudilerinin İsrail'i kurtarmaya güçleri yetmez. Doğuşundan sonra kin, öfke ve vatan hasreti ile yetişen Filistinli çocukları, İsrail unutmasın. Yahudi kana doymuyor. Ama dökülen her damla kan ilerde binlerce damla kanın tohumudur. İsrail ilk önce gözdağı verip, sonra anlaşma yapma peşindedir. İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarının artması ABD'nin bile (ABD İsrail'in en yakın dostudur) sabrını taşırmış ve İsrail'in kanlı saldırılarını derhal durdurmasını istemiştir. Ortadoğu'da bir patlama kaçınılmazdır. Nitekim İsrail'de çıkan Yediot Aharonot gazetesinde köşe yazarı Aleks Fishman, bu çatışmalarla ilgili yorumunda: "Bu yalnızca başlangıç. Bu topraklarda hüküm süren şiddet dalgası, bizimle Filistinlilerin arasında çıkacak, çok büyük bir kasırganın habercisi." Batı Şeria'da, Cochau Yair'in 5 km doğusunda Cemmal köyünde yaşayan 84 yaşındaki Mustafa Davud elindeki tapuyu göstererek, 1948'den beri Filistin dışına sürdüler, 24 hektar arazime el koydular. Eski başbakan Barak'ın evi benim arazim üzerinde, demiştir. Toprağına el konulan (gaspedilen) nasıl İsrail'e güven duyabilir? 1960'lı yılların başında İstanbul Tıp Fakültesinde okuyan bir Filistinli öğrenci vardı. "Çalınan Vatan Filistin" diye küçük ebatlı bir kitabını Bedir Yayınevi neşretmişti. Derhal öğrenciliğine son verilip sınırdışı edildi. Basında yer alan haberlere göre İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazılar hızla devam ediyor. Her gece "Mescid"in altından patlama sesleri geliyor. Bölgedeki İslâm eserleri tahrip ediliyor. Kazılar durdurulmazsa Mescid-i Aksa yakın zamanda çökecek. 21 Ağustos 1969'da Denis Ruhan isimli bir Yahudi, Mescid-i Aksa'yı ateşe vererek büyük tahribata sebep olmuştur. 1979'da 40 Yahudi Mescid-i Aksa'yı işgal ettiler ve sonra serbest bırakıldılar. 3 Nisan 1980'de meşhur fanatik Yahudi Meir Kahane, Mescid-i Aksa'nın her köşesine bol miktarda infilak maddesi yerleştirdi. Teşebbüsü önlendi. 14 Ocak 1984'te İsrail Meclisi (Knesset) üyelerinden bazıları Mescid-i Aksa'ya girmek istedi. Müslümanlar mani oldular. 8 Ekim 1990'da bir grub Yahudi, Mescid-i Aksa'ya girerek secdede olan 30 Müslümanı şehit ettiler. 800 Müslümanı yaraladılar. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 82 sayfalık raporunda, İsrail askerlerinin El-Halil'de yaşayan Filistinlileri kendi ülkelerinde "esir" haline getirdiğini ifade etmektedir. Eylül 2000'den bu yana ikinci intifadada 500 Filistinli katledilmiştir. Yaralıların sayısı binlercedir. Şaron'un niyeti savaştır. Ve anlaşmalar askıya alınmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.