Kalb bir ömür boyu (bazı insanda bir asır) devamlı çalışır. Günümüz bilim ve teknolojisi kalb gibi devamlı çalışan bir motor asla yapamaz. İnsan vücudu kan damarlarıyla örülmüştür. Her bölümde milyonlarca damar vardır. Damarlarımızı birbirine eklesek 100 bin kilometre uzunluk ortaya çıkar. Bu mesafe dünyanın çevresini (ekvator) 2.5 defa kuşatır. Vücutta yaklaşık 10 milyar kılcal damar vardır. Kılcal damarların en incesi yüzde (retine) ve beyindedir. (Kalınlığı milimetrenin binde biri mikron ile ölçülür) Kalb ortalama 300 gramdır. 1 yıl içinde 30 milyondan fazla çarpar. 74 yaşında bir kişinin kalbi (ben bu yaştayım) yaklaşık 2.5 milyar defa çarpmış demektir. Her dakika 6 litre kan pompalar. Alyuvarlar yan yana dizilse 50 bin kilometrelik bir zincir meydana gelir. Damarlarda durmadan akan bir kan nehri vardır. Kanama ve pıhtılaşma Vücudumuzda ufak bir çizik ve kesik olunca kan sızar. Kan pıhtılaşmamış olsaydı, vücuttaki bütün kanın boşalması gerekirdi. Bir yer kanayınca 20'ye yakın enzim bir araya gelerek yaranın üzerinde "trombin" adında bir protein üretmeye başlar. Enzimlerden biri olmazsa sistem çalışmaz. Yumuşak bir yapıya sahip "fibrin" ilk başta yarayı kapatır sonra kurumaya başlar. Yarayı iyileşinceye kadar korumak için bükülerek sert bir kabuk haline alır. Kan her 4-5 saniyede bir oksijen alır. 5 litre oksijen, hormon ve besleyici madde taşıma kapasitesine sahiptir. Vücudumuzda dolaşan 7 litre kan vardır. Kan basıncının normalin üzerinde olmasına tansiyon denir. İdeali 12-8'dir. Damar sistemi öyle mükemmeldir ki, bedenin ihtiyaç duyulan her noktasına gerekli bağlantılar yapılmıştır. Damarlar hiçbir noktada düğümlenmez. Gereksiz yerlere açılmaz. Kör noktalara sahip değildir. Vücuda giren mikroplar için kanda bunlarla savaşacak hazır kuvvet vardır. Kan dolaşımı Kan, dolaşım sisteminin içindeki kilit parçadır. Vücudumuzdaki hücrelerin hayatı, kanın taşıdığı maddelere bağlıdır. Kan, her biri farklı görevlere sahip molekülleriyle vücudun içinde devriye gezerek hücrelere besin taşır. Artık maddeleri toplayıp böbreğe, akciğere, karaciğere götürür. Hormonları salgı bezlerinden alıp ihtiyacı olan organlara götürür. Vücut ısısını dengede tutar. Vücuda herhangi bir yabancı madde girdiğinde savunma yapar. Yetişkin bir kişide 80 milyar alyuvar vardır. Bir alyuvarda 200-300 milyon hemoglobin molekülü vardır. Hemoglobinin görevi vücuttaki bütün hücrelere oksijen taşımaktır. Kalbin sağ kulakçığında kalbe elektrik sağlayan bir jeneratör görülür. Dakikada 72 defa düşük yoğunlukta elektriksel uyarı yayınlar. Bu uyarıların her biri yeryüzünün en mükemmel pompasını bir defa çalıştırır. A. V. yumrusu kalbteki yedek jeneratördür. Ana jeneratörde aksaklık olunca devreye girer. Balıktaki omega-3 yağ asitleri kalbin ritmini düzenliyor. Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan folik asit kalb krizi riskini azaltmaktadır. Kalbin azılı düşmanı ise tembelliktir. "Kalb hayatın bir anlamda motoru, üstelik bazı organlar gibi vücutta çift sayıda değil. Bu motor durunca tüm hayat duruyor. Bu nedenle diğer organlara gösterdiğimiz özenin daha fazlasını kalbimize göstermemiz gerekiyor.. Kalp, özel bir kastan yapılmış bir günde yüz bin kereden fazla kasılarak tüm dokularımıza kan pompalayan bir organımızdır." İnsanda böyle bir sistem yaratan Rabbimiz sonsuz kudret, azamet ve kibriya sahibidir. Noksan sıfatlardan, zaman ve mekandan münezzehtir.