Hani, kıraç alanlarda sadece tütün yetişirdi?

A -
A +

Cumhurbaşkanı Ahmed Necdet Sezer'in Tütün Kanununu "veto" etmesi, ülke çıkarlarının çok uluslu şirketlerin menfaatlerinden üstte olduğunu gösterdi. Çankaya'nın penceresinde ülkenin ve halkın kazancının ön planda olması sevindiricidir. Çünkü IMF'nin 15 milyar dolara karşılık acilen çıkarılmasını istediği 15 kanunun tamamı çok uluslu şirketlerin çıkarları doğrultusundadır ve yıldırım hızıyla meclisten geçti. Ancak hiç kimsenin endişesi olmasın IMF'nin isteklerine göre çıkan bu kanunlar, ilk seçimde ülkeyi gerçek mânâda temsil edecek iktidarlar tarafından yeniden ele alınacak ve millet mahkumiyetten kurtulacaktır. Aksi halde ekonomimiz çöktüğü gibi, sosyal patlamalarla ülke çöker. Katılmamak ne mümkün! Cumhurbaşkanının vetosu Ecevit'in ifade ettiği gibi siyasi değildir. Vetoda ekonomik, sosyal, hukuki faktörler esas alındı. Sezer Anayasa hükümlerine atıfta bulunarak "Hiçbir düşünce ve görüş, Türk ulusal çıkarları karşısında koruma göremez ve ulusal çıkarların her şeyin üzerinde tutulması zorunluluktur. Türk üreticisinin yabancı kaynaklı tarım ürünleri karşısında korunması ve desteklenmesi yalnızca ekonomik gerekçeler ve mali politikalar kapsamında ele alınamaz. Tütün ve mamullerinin alım ve satımı serbest rekabete açılırken yerli üreticilerin ve geçimini tütün tarımıyla sağlayan çiftçilerin sorunlarını çözümleyecek herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Tütün üreticisinin başka bir üretime yönlendirilmesi ve üreticinin kayıplarının nasıl karşılanacağı konularında da tedbir alınmamıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde bile destekleme alımı uygulamasının varlığı biliniyorken, Yasanın, iç pazarı yabancı sigara tekeline açacak nitelikteki düzenlemesi Anayasanın 167. maddesi (tekelleşme ve kartelleşmeyi önleyen) ile bağdaşmamaktadır" dedi. Ayrıca TEKEL işletmesinin gerçek değerinin çok altında satılması sözkonusu oldu. Bu tespitlerinden dolayı Cumhurbaşkanımıza katılmamak elde değil. Sayın Sezer tek kelimeyle "haklıdır!" Üretici kan ağlamaktadır Ecevit, bütün siyasi hayatında tütün üreticisi yanında olduğunu ve Tütün Kanunu ile tütün üreticisine daha kârlı üretim sağlayacağını ifade ediyor. Ancak tütün üreticisi kan ağlamaktadır. Kaldı ki geçmişte bu konuda Turgut Özal'a çok sert muhalefet yaptı. 1986 yılında kendisi ile röportaj yapan Çetin Yetkin'e aynen şöyle diyordu: "Türkiye'de önemli bir yatırım konusu olan sigara fabrikaları ya atıl duruma düşecektir. Ya da düşük kapasitede çalışır duruma gelecektir. İşsizlik sorunu meydana çıkacaktır. Bir ülkeye Virginia tütünü alışkanlığı girdiği vakit, o doğu tütünü alışkanlığını ve zevkini kısa sürede eritir veya alt eder. Böylece sigara piyasası yabancı sermayenin eline geçmiş olacaktır. Bu, Türkiye için gereksiz döviz kaybına neden olacaktır. Daha önemlisi, tütüncülüğümüzün yiyeceği darbedir. Türk tütünü genellikle kıraç topraklarda yetişir. Bu arazi başka ürünlerin yetişmesine elverişli değildir. Tarımsal üretim açısından da Türkiye bir israfla karşı karşıya kalmış olacaktır. Öte yandan tarım alanında işsizliğe yol açacaktır..." Ecevit, Cumhurbaşkanlığına sitem eden açıklamasında bu kıraç topraklarda mısır, soya fasülyesi, besicilik ve seracılık yapılamayacağını kendisi söylemiştir. Bu arazi tütün dışında ancak mayın tarlası olur. Tütün Kanununun yabancı şirketlerce hazırlandığı ne derece doğrudur? Bu memlekette 600 bin aile (üretici), 38 bin TEKEL personeli, 175 bin dağıtıcı ve 250 bin bayi tütün ile geçinmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.