Armutlu'da seçim bir festival havasına dönüştü. İzmir'in Mustafakemalpaşa ilçesinin bu beldesinde yaklaşık 5 bin seçmen oy kullanıyor. DSP pek umursamadı ama, MHP ve ANAP'lı bakanlar sürekli oradaydı. Oysa İzmir'de en fazla milletvekilini DSP çıkarmıştı. Demek asılmıyor, kamuoyu araştırmalarını biliyor. Armutlu'da seçim beldeye bir santral kazandırdı. Başka? Ülkenin sorunları aynen Armutlu'da da, bir öteki beldede de duruyor, korunuyor ve korkutuyor. Hani "iktidar muktedir olmalı" denir ya, öyle olsaydı ülke böyle bir fotoğraf mı verirdi? Geçmişten bile ders alınmadı. Önceliğe neden sosyal ve ekonomik sahayı almazlar, anlamak kabil değil. Toplumun özgürlükleri konusu hemen aklıma geliyor bir Avrupa Birliği rüyası görürken. Partiler adeta tek kişi. Adına lider sultası mı dersin, ne dersen de kolektif akıl liderin yetki verdiği üç beş kişinin dışına maalesef taşmıyor. Düşünebilir misiniz bugün Anavatan'da milletvekillerinin üçte ikisi bakanlık yapmış, önemli tecrübe kazanmış insanlar. Ancak yansıması öyle değil. Sıkıntı galiba fikir üretim merkezlerinin, düşünce babalarının azalması. Sadece tarımda azalmıyor üretim, görüş ve düşüncelerde de öyle. Halkın öncelikleriyle, yöneticilerin öncelikleri çelişiyor. Ülke de içe kapatılıyor. Çok farklı olmak gerek, değişimi yaşamak lâzım denir ama, yine uygulamada seçim sathı mailine girilince ilkellik gözlenir. Seçim yatırımlarını buna hemen örnek verebiliriz. Armutlu'da seçim olmasaydı, santral kurulmazdı. Nedeni de siyasette ahbap çavuş ilişkileri sivil otoriteyi yıpratacak boyutta da ondan. Güven sürekli kaybediliyor. Oysa ortam diyaloğa açık bir halde, iletişim ihtiyacını herkes ve her kesim hissediyor. Donanımlı, bilgili kadrolara özlem duyuluyor. "Hayır" da diyebilecek insanlar kendini göstermeli. Denetimsizlik ve temsil sorunu yenilmeli, şeffaflık gerektiği gibi olmalı. İnsanlarımızın ve aydınlarımızın seçici ve sorgulayıcı olmalarına imkan tanımalı. Kirlenmedeki kaçışa dikkat edilmeli. Başkent'te İrfan Bayır dostumun organize ettiği bir aydınlar platformu var. Değişik sektördeki aydınlar biraraya gelerek konuk aydının görüşlerini dinlerler yemekli toplantıda. Sonra da sorulara cevap verilir. Bu her ay değişik konukla tekrarlanır. Geçen Karaman eski valisi, halen Gümrük Muhafaza Genel Müdürü Hakkı Teke misafirdi. Hem de kendi lokallerinde. İlginç şeyler anlattı aydınları bilgilendirirken cazip hale getirilen kaçakçılık önce uyuşturucu, silah, petrol ve sigarayla dünyanın en eski ikinci mesleği. Bundan Türkiye de nasibini alıyor. Tekel ve petrol ürünleri kaçakçılığı fazla. 17 milyon sigara tiryakisinin 5 milyonu yabancı sigara içiyor. Pahalılık, işsizlik vız gelip tırıs gidiyor bu insanlara. Günde 10 trilyon. İşte bu rakam bazı yerleri kaşıyor. Gürcistan'da bile böyle bir pazar olunca kalitesiz de olsa uluslararası marka sigara üretiliyor. Kazanın nedeni "kaplumbağa önüme fırladı" diye izah edemezsiniz. Eskiden adliyelerde arzuhalciler vardı. Şikayetçilere dilekçe yazarlardı. Kavga yapan bir adam dilekçesini okuyunca şaşıp kalmış. Bir drama gibi senaryolaştırmış arzuhalci. Dayanamamış "vay benim başıma neler gelmiş meğer" deyivermiş. Tıkanıklık, ülke fotoğraflarının yeni yüzlerle iyi okunamamasından kaynaklanıyor. Armutlu seçimlerine bir de bu gözle bakmaya var mısınız?