Hücrelerde depolanan bilginin iletilme birimine (bit) denir. Bir hücredeki bilgi birimi (5x10 üzeri 9) bit'tir. Bu bilgiler 1000 (bin) ciltlik bir kitabı doldurur. Bir virüse gerekli olan bilgi yaklaşık 10 bin bit, bir bakteri için 1 milyon bit'tir. Herkes bilir ki, posta kodu sistemi mektupların doğru adreslere en az hatayla, en kısa zamanda gitmesini sağlamak ve böylece insanlar arasındaki haberleşmenin verimliliğini artırmak amacıyla uygulanır. Asıl ilgi çekici nokta ise yapılan araştırmaların, hücre içinde benzer bir mekanizmanın varlığını ortaya çıkarmasıdır. Howard Hughes Tıp Enstitüsü Başkanı P.W. Choppin'e göre hücredeki kodlama sisteminin ortaya çıkarılmasının modern biyolojinin en önemli buluşudur. Proteindeki kodlama moleküller "Barkod" gibi hizmet vermektedir. Böylece hücre içi haberleşme ve ulaşımının hızı bazı unsurları düzenlemektedir. Los Angeles Doku Bilimleri Mühendisliği Firması Başkanı Gail Naughton'a göre: "Organ nakilleri tarihe karışacak. Yeni bir teknikle hücrelerden vücudda yeni organlar imal edilecektir." Bir hücre 24 parçadan ibarettir. İnsan gözü çok basit görünür. Ama birbiriyle uyumlu 40 sistemin varlığı ile görevini yapar. Biri noksan olsa görme olmaz. Bir karıncanın beyninde yaklaşık 500 bin sinir hücresi vardır. Her hücrede insana ait bütün bilgilerin saklandığı (DNA) zinciri var. Diğer bir ifade ile (DNA) insan vücuduna ait bütün bilgilerin muhafaza edildiği bir bilgi bankasıdır. Ama bu bankadaki bilgi öylesine muazzam miktarda ki, insanın saçının renginden boyunun uzunluğuna kadar bütün özellikleri (DNA)da bilgi olarak kayıtlıdır. Bu bilgilerin büyüklüğünü anlayabilmek için şöyle bir benzetme yapılabilir: İnsan hücresindeki (DNA)da saklı olan bilginin tamamını yazmaya kalksaydık, bunun için her biri 500 sayfa olan 900 ciltten meydana gelen dev bir kütüphane gerekirdi. Kuşkusuz hiçbir teknolojinin gerçekleştiremeyeceği bu muazzam paketleme kendiliğinden meydana gelmedi. Böylesine muhteşem bir bilgi bankası, kendi kendini paketlemiş ve gözle görülemeyecek kadar küçük bir alana tesadüfen sığdırılmış değildir. Bu olağanüstü yapının Allahü teâlânın üstün ve kusursuz yaratışı ile var olduğu apaçık ve kesin bir gerçektir. Mide kendisinden başka yiyeceklerin her birini en küçük kimyasal parçalara ayırır. Faydalı olanları seçer. Posalara kıymet vermez. Muhtelif hücrelere besin olmak üzere proteinler meydana getirir. Milyarlarca hücreye besin olarak dağıtılır. Kılcal damarları vasıtasıyla her hücreye ayrı ayrı devamlı ulaştırılır. Ve önemli tarafı diş, kemik, kıl, et, tırnak yapmakla görevli hücrelere ancak ihtiyacı olan madde ve besinler gönderilir. İnsan aklının bugüne kadar yaptığı fabrikaların herhangi biri asla bu kapasitede değildir. Hücreler ilk besini aldıkları zaman besin ilk hali ile kalır. Sonra her hücrenin görevi besinleri yakmak ve besinlerden kalori meydana getirmektir. Bütün vücudun ısısından sorumlu olan da onlardır. Yakmadan yanma olmaz. Hücrelerdeki bütün besinlerde hidrojen, oksijen ve karbondioksit bulunur. Besinlerin, onarım, gelişme ve enerji meydana getirme gibi özel vazifeleri vardır. Kâinatta her şeyi yerli yerinde yarattığı gibi insanı da sonsuz kudretiyle yaratan Rabbimiz her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.