Birinci Çeçen-Rus Savaşında (1994-1996) 120 bin Çeçen öldü. Çeçenistan'ın bütün (tarım, sanayi, petrol ve altyapı) tesisleri imha edildi. Savaşı Rusya kaybetti. 12 Mart 1997'de Çeçenistan ile Rusya Federasyonu arasında Moskova'da antlaşma imzalandı. Bu antlaşmaya göre; Rusya, Çeçenistan ile ilgili herhangi bir ihtilâfı güç kullanarak ya da tehdit ederek çözmeyeceğine ve milletlerarası anlaşma ve hukuklara göre halledeceğine söz verdi. Tarih boyunca antlaşmaları çiğnemek Rusya dışpolitikasının temel hususiyetidir. Putin Devlet Başkanı olur olmaz, Rus Gizli Servisi Moskova ve bazı kentlerde bombalı saldırılar yaparak 300 vatandaşının ölümüne sebep oldu. Suçu Çeçenlere atarak 5 Eylül 1999 tarihinde Rusya Çeçenistan'a terörizmle mücadele maskesi altında savaş açtı ve 2 Ekim 1999'da Çeçenistan sınırlarını aşarak, işgal ile İkinci Çeçen-Rus Savaşı başladı. Bu savaş devam etmekte olup dördüncü yılına girdiğinde Rusya 11 Eylül saldırısını fırsat bilerek katliamını korkunç boyutlara ulaştırdı. Dehşet dolu üç yıl "Ateş düştüğü yeri yakar" Çeçen milletinin çektiği ıstırabı kalemle ifade etmek mümkün değildir. Human Rigts Wate'a göre en az 100 bin kişi öldü. 185 bin kişi ağır yaralı ve sakat kaldı. 11 bin çocuk yetim kaldı. 30 bin kişi kayıp. Bunların çoğunun İsrail'e organ mafyası tarafından satıldığı ve bu mafyayı Rus generallerinin idare ettiği ifade edilmektedir. 500 bin Çeçen ise mülteci durumuna düştü. Sığındıkları köy ve kentlerin ahırlarında ya da terk edilmiş tren vagonlarında yaşayan bu mütleciler yaklaşan kış şartları, salgın hastalık, açlık ve sağlık şartlarından uzak yaşayanları ile kitle halinde ölümler an meselesidir. Mülteciler Gürcistan (12 bin), Ürdün ve Körfez ülkeleri (6 bin), Türkiye (5500), AB (3 bin), ABD (1500) ise de büyük çoğunluk İnguşetya, Azerbaycan, Kabardağ, Balkar, Dağıstan ve Kuzey Osetya'dadır. Rusya buradaki Çeçenlere de rahat vermemektedir. Son iki yılın en şiddetli çatışması İnguşetya'nın Galazki köyünde olmuştur. 76 Çeçen şehid olmuş ve 12 Rus askeri ölmüştür. Putin'in kirli oyunu! Kommersant gazetesine göre: "Moskova, ABD'nin Irak'a karşı operasyonuna mani olamayacağını kabullendi. Bu durumda bazı tavizler koparmak peşindedir. Gürcistan'ı gündeme getirdi. Kremlin, Beyaz Saray'ın Irak'a planlarına engel olmayacak. ABD'de Rusya'nın Gürcistan planlarına göz yumacak." ABD Irak'a saldırdığı an Rusya da Gürcistan'a girecektir. Dış politika uzmanlarına göre S. Arabistan başta olmak üzere bazı Arap ülkelerin liderlerinin ABD'ye tavrı kendi halkını aldatmak içindir. Kapalı kapılar ardında Arap ülkelerinin çoğu ve hatta İran ABD'nin Irak harekatına destek vermektedirler. Batı ülkelerinin muhalefeti ise ABD'den ve Irak petrollerinden pay koparmak içindir. Hepsinin kendine göre bir hesabı vardır. Ama unutulmaması gereken Allahü teâlânın da bir hesabının olduğudur!..