Türkiye ya da dünyanın neresinde olursa olsun gelişmekte olan ya da fakir ülkeler, IMF ve Dünya Bankasının esaret zincirini kırmadıkça ekonomik krizlerden asla kurtulamazlar. Görünen odur ki erken seçim sonrası iktidar da IMF'nin esaret zincirine, kelepçeye ellerini uzatacaklardır. AB'ye giriş için çıkarılan yasaların bazılarına gelince Tanzimat sonrası Batının baskısı ile yapılan reformlardan farksızdır. Bu reformlar Osmanlının yıkılışını hızlandırmıştır. AB için kabul edilen bazı kanunlar Türk Devletini yıkmak ve Türk Milletini bölmek için kullanılabilir. Basiretli ve ferasetli bir iç ve dış politika ile tehlike önlenebilir. Neden IMF karşıtıyım? IMF aleyhine yazılarımın hepsi bilim adamlarının görüşleri ve IMF ile ilgili belgelere dayanmaktadır. IMF'nin çirkin yüzünü görmek isteyenler "İnternet sitesi www.gregpalast.com" u ziyaret etsinler. Bu sitede kredi isteyen ülkelerin stratejik kurumları satılmaya zorlanıyor. Kaynaklar uluslararası sermayeye peşkeş çekiliyor. Bu sitedeki belgeler The Observer yazarı Gregory Palast'a aittir. Bu yazar ayrıca "The Best Democracy Money Can Buy" (Paranın Satın Alabileceği En İyi Demokrasi) kitabının yazarıdır. Dünya Bankası James Wolfenshon belgelerin sahte olduğunu iddia etti. Belgeler neşredilince belgelerin gerçek olduğu 1. Grobal Forum'da (Roma'da) kabul etti. Stiglitz neden kovuldu? Nobel ödüllü ve dünyanın tanınmış ekonomisti Stiglitz, Dünya Bankasının baş ekonomisti idi. Dünya Bankası ve IMF'nin kredi isteyen gelişmekte olan ülkelere bu ikisinin şantajını, kaynaklarının uluslararası şirketlere peşkeş çekilmesini tenkit ettiği için görevine son verildi. Stiglitz'e göre; "IMF ülkeler her istediğini yapsa bile uluslararası sermaye adına ülkelere ayaklanma çıkaracak tedbirler almaya zorluyor hükümetleri. Bir ülke çok sıkıştırıldığında ve bunu halkına yansıttığı vakit ise halk sokaklara dökülüyor. Buna IMF ayaklanmaları deniyor. IMF bütün yabancı sermayenin kaçmasının ardından onlar için daha iyi ortamı meydana getirerek yeni tedbirler için yeni şartlar koyarak geri geliyor. Endonezya'nın başına gelenler; Endonezya'da geçtiğimiz yıl yaşanan halk ayaklanmaları ve ayrılıkçı hareketler IMF, Dünya Bankası ve uluslararası sermaye desteklidir. Venezuela darbesi de böyle; ABD karşıtı Chavez'e darbe yapılmadan önce IMF yönetimi, "Başkan yönetimden uzaklaşırsa IMF geçiş hükümetine destek vereceğini" açıkladı. Bu ne demektir, yani; "Başkanı devirirseniz, masraflarınızı biz ödeyeceğiz" anlamına geliyor. Çünkü polülist lider Hugo Chavez, IMF ve Dünya Bankası denetçilerini ülkeden kovmuştu. Sosyal yapı nasıl çökertiliyor? Yapılan gizli anlaşmalar ile ülkelerin uygulayacağı ekonomik programlar üzerinde büyük hakimiyet kuran bu iki kurumun, halkın temel ihtiyaçlarının karşılandığı kurumların satışını öncelik haline getirmesi sosyal yapıyı bozuyor. Arjantin nüfusunun yüzde 20'si aç ve işsiz iken siz kalkıp onlara, "Sosyal yardım fonlarını kapatacaksınız, emeklilik fonlarını küçülteceksiniz" diyorsunuz. Bunları yaparsanız, zaten uygulanan ekonomik programla durgunlaşan ekonomiyi ancak mahvedersiniz. Ama aynı dönemde, ABD yönetimi 100 milyar dolar harcadığını açıklıyor." Türkiye halkının yüzde 40'ı tarımla iştigal eder. IMF'nin baskısıyla son 3 yıldır Türk çiftçisine destek kredisi kaldırılmıştır. Ama ABD ve AB çiftçisine olan desteğini yüzde yüze yakın artırmıştır. Hedef Türk tarımını ve yüzde 40 halkı çökertmektir ve başarılı da oldular. Mükafat olarak Derviş'i başbakan yapabilirsiniz!..