ABD'nin yakın tarihi incelendiğinde, bu ülkenin savaşsız yaşamadığı görülmektedir. ABD ekonomisini ayakta tutan silah sanayiidir. Çalışan her dört kişiden biri, silah sanayii ya da bunun yan sanayiinde çalışmaktadır. Irak ve Ladin arasında bir bağ olduğuna dair hiçbir delil bulunmamıştı. Ayrıca CIA'nın Irak'la ilgili raporuna göre 1993'ten bu yana ABD'ye karşı bir terör faaliyetine de rastlanmamıştır. Kitle silahı üretme ise bahanedir. Kaldı ki İsrail'in nükleer silah dahil her türlü kitle imha silahı imâl ettiği bilinen bir gerçektir. İsrail gibi Ortadoğu'da çok sayıda ülke kitle imha silahı üzerinde çalışırken; neden Irak? Çünkü Irak Ortadoğu'da S. Arabistan'dan sonra hatta bazı kaynaklara göre bu ülkeden daha fazla petrol rezervine sahiptir. Ancak ABD ve Batı, Irak petrolünü kontrol edememektedir. Saddam ve kitle imha silahı bahanedir. Varılmak istenen hedef Saddam'ın yerine ABD vatandaşı kimliğini taşıyan bir kişinin (Karzani gibi) demokrasi, insan hakları bahanesiyle başa geçirilerek Irak'ın petrol hazinelerini elde etmektir. Kaldı ki ABD kendine hizmet edenleri yiyen korkunç bir canavardır. Miloşeviç, Taliban, Üsame bin Ladin gibi Saddam da ABD'ye hizmet eden biri idi. Saddam'ı saray darbesi ile sürgünden Irak'ın başına getiren CIA'dır. İran'a saldırtan da ABD'dir. Her ortamda güçlünün yanında yer alan Karzai, Saddam'ın durumuna düşmemek için Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan ve AB ile ticari münasebetler yanında silah alımı ile ilgili müzakerelere şimdiden başlayarak iktidarını sağlamlaştırmaktadır. ABD saldırıya kararlı ABD'nin Irak'ı vurmak için uzun zamandan beri düğmeye bastığı görülmektedir. ABD'nin en sadık dostu İngiltere gibi AB, Almanya, Rusya ve Çin ABD'nin Irak'a saldırısına doğrudan, bazıları ise dolaylı olarak karşıdırlar. Uzmanlara göre saldırı Sonbahar'da olacaktır. CIA ve Pentagon Irak'a saldırı için 200 bin asker hazırlamaktadır. Türkiye bu savaşta doğrudan ya da dolaylı olarak zararlı çıkacaktır. Güneydoğu Anadolu işadamlarına göre bu saldırı 1990 Körfez Savaşındaki zararın çok üstünde olacaktır. Zarar trilyon dolarla ifade edilebilir ve Türkiye en az 30 yıl geriye gider. Kemal Derviş ve Hazine Genel Müdürlüğünün "Türkiye bu savaşta zarar görmez" sözleri gerçeği ifade etmeyen demeçlerdir. Elbette Türkiye, kendine sıçrayan bir yangının komşusunda çıkmasını istemez. TPAO'nun TPİO şirketi Irak'tan petrol getirip işliyor. Savaş çıkınca TPAO krize girer. Ayrıca 48 bin motorlu vasıta Habur kapısından geçimini temin ediyor. Afganistan'a ilân edilmemiş 3. Dünya Savaşının Çekoslovakya'sı; Irak'ta Polonya'ya dönüşecektir. Hitler'in bu iki ülkeyi istilâsı önlenebilmiş olsaydı, 2. Dünya Savaşı çıkmazdı. ABD ve Siyonizm Hitler'i İkinci Dünya Savaşı için teşvik ettiler, desteklediler ve sessiz kaldılar. Müslümanı Müslümana kırdırma stratejisi ABD'nin Irak macerası önlenemezse Ortadoğu'da yangın çok geniş sahaya yayılacaktır. Berlin-Moskova-Pekin ekseni (mihveri) Türkiye'yi ABD'ye karşı kendi saflarına çekmek istemektedir. Fakat Türkiye, ABD'ye kayıtsız şartsız destek olmak için ekonomik kriz ve aşırı bir borç bataklığına kasten itilmiştir. Afganistan'da Kuzey İttifakı kullanıp, hükümet kurulurken bu gücü devre dışı bırakan ABD; Irak'ta da Müslümanı Müslümana kırdırma için planını yapmıştır. ABD'nin sloganı "faşizmi ve komünizmi yendik, sıra İslâmiyette"dir. Doğrudan İslâmiyet diyemediği için bunu siyasi İslâm, İslâmi terör gibi maskelerle gizlemektedir. ABD bu savaşları çok uluslu şirketlerin menfaati için yaptığı halde; "büyük koruyucu, insanlık için, insan hakları ve demokrasi" sloganlarıyla asıl niyetini gizlemektedir.