Irak'ın istikrar ve refahını elbette gönülden istiyoruz. Ama bu şartlar altında Irak'ta istikrar ve refahı beklemek abesle iştigaldir. Panik içinde olan ABD askerleri çılgınca davranmaktadır. Bugüne kadar ABD askerlerince katledilen onbinleri aşan masum Iraklının hesabını soran yok. Bu ise ABD'ye karşı kin ve düşmanlığı çığ gibi artırmaktadır. Arama ve tutuklamalar ise Irak halkını aşağılayıcı biçimdedir. Irak'ta Kürtler ve Hıristiyan Iraklılardan başka ABD işgal idaresine destek veren yoktur. Geçici Irak Hükümet Konseyini ve görevlendirilen diğer konseylerle, tayin edilen vali ve belediye başkanları işgalci güçlerin kuklasıdır. Ayrıca yakında İslâm Konferansı Teşkîlâtı Zirvesi toplanacaktır. Bu teşkilât Irak'ın geçici hükûmetini tanımamıştır. Bu zirveye ilk defa Rusya gözlemci olarak katılacaktır. Varılmak istenen hedef Asıl hedef Irak'ı (ABD-İngiliz-İsrail) şer üçgeninin sömürgesi yapmaktır. İstikrar-refah ve demokrasi bu hedefin kılıfıdır. Demokrasi uzun yılların, mücadelenin meyvesidir. Kaldı ki Ortadoğu'da demokrasi kolay yerleşmez. Demokrasi dışardan dayatma ve ithal ile olmaz. Çok partili demokratik rejimi ise ABD istemez. Çünkü ABD aleyhtarı iktidarlar iş başına gelir. Bu ise ABD'nin işine gelmez. Batılı bazı yazar ve uzmanlar Ortadoğu'da istikrarın ancak Osmanlı sistemi ile sağlanacağını ifade etmektedir. Osmanlı 400 yıl yalnız Filistin ve Kudüs'te değil, bütün Ortadoğu'da Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler arasında denge ve barış kurmuş idi. Filistin'de 401 yıllık Osmanlı devrinde hiçbir kanlı çatışma olmamış. İngiliz General Allenby, 1917'de Kudüs'e girince Filistinlilerin haklarını elinden aldı ve bugüne kadar bu haklar verilmedi. Filistin'deki bugünkü kanlı çatışmaların fitne tohumunu İngilizler ekti. 1917-1947 arasında Yahudi göçlerine göz yumdu. Baskınlar, çatışma, işgal ve kan dökülmesini teşvik etti. Müslüman-Yahudi arası açıldı. Türkiye 1947'de Birleşmiş Milletler'de Filistin'in bölünmesine karşı çıktı. Şu anda dünyanın süper güçleri ABD, AB, Hindistan, Çin ve hatta Rusya İsrail'in yanındadır. Ama diğer süper güç olan "Dünya kamuoyu" Filistinlilerin yanındadır. ABD barışı engelliyor Ortadoğu'da ABD emperyalist ve işgalcidir. ABD'nin hedefi Basra Körfezi ve Hazar Denizi petrolüne hakim olmaktır. Bu petrolü kontrolünde bulundurarak Almanya, Çin, Japonya, Fransa, İtalya ve diğer güçleri kontrol altında tutmaktır. Bu ülkelere petrolü kesince o ülke sanayi ve ekonomisi çöker. Refah düşer. Bu iki bölge Dünya petrolünün yüzde 70'ini ihtiva eder. Daha doğrusu petrol satışları dolar üzerinden satılmazsa ABD çöker.