İslam dünyasını teşkil eden ülkelerden sadece birkaçında kısa bir gezinti yapsak acaba nelerle karşılaşırız: Nijerya: Afrika'nın en kalabalık nüfusu (100 milyonun üstünde) ve petrol ihraç eden ülkelerden biridir. Nijerya'da Ekim- 2005'te yapılan nüfus sayımı, Nijerya halkında yeni bir huzursuzluk kaynağı oldu. Çünkü bu son nüfus sayımında fertlerin dini ve etnik kökeni tespit edilmedi. 1991 yılında yapılan nüfus sayımı yüzde 55 Müslüman yüzde 40 Hristiyan yüzde 5 putperest (kabile dinleri) gösteriyordu. Fakat bu nüfus sayımında Müslümanlar kasten az gösterildi. Müslümanların İslam Konseyi Başkanı İbrahim Datti Ahmed'e göre Nijerya nüfusunun en az yüzde 75'i hatta 80'i Müslümandır. 2000 yılından bu yana Kuzey Nijerya'da İslam hukuku ile idare edilen eyaletlere federal hükümet son derece ağır baskılar yapmaktadır. Müslümanların liderine göre Nijeryalı Müslümanlar üst düzey devlet kademeleri, silahlı kuvvetler, güvenlik hizmetleri ve Ulusal Siyasi Reform Kongresinde yeterince temsil edilmiyor. 15 üyeden meydana gelen Yüksek Seçim Komitesinde 12 Hristiyan üyeye karşılık sadece 3 Müslüman üye vardır. Üst düzey kademesindeki 54 yöneticinin 50 tanesi Hristiyan sadece 4'ü Müslümandır. 32 polis şube müdüründen 20'si Hristiyan ve 12'si Müslümandır. 382 üyeli siyasi reform kongresinin 236 üyesi Hristiyan ve 166'sı Müslümandır. Nijerya'yı idare edenler emperyalist güçlerin adamıdır. Doğu Türkistan: 1953 yılında Doğu Türkistan nüfusunun yüzde 90'ı Türk idi. Doğu Türkistan işgal edildiğinde sadece 200 bin Çinli bulunuyordu. Şu anda Doğu Türkistan nüfusunun yüzde 37.6'sı Çinlidir. 50'den fazla nükleer deneme ile Türkler arasında kanser, sakat ve özürlü doğumlar çığ gibi artmıştır. Çeçenistan: Soykırım devam ediyor. İslam Dünyası gibi bütün dünya kamuoyu televizyon dizisi seyreder gibi sadece seyrediyor. Burma: Askeri iktidarın Burmalı (yeni ismi Myanmar) Müslümanlara zulmü giderek artmaktadır. Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanların ev, dükkan ve arazileri zorla ellerinden alınarak budistlere verilmektedir. Burma dışında yüzbinlerce Arakanlı Müslüman çadırlarda son derece sefalet içinde yaşamaktadırlar. 2004 yılında askeri cunta Müslümanların Kurban Bayramını kutlamalarını ve kurban kesmelerini yasaklamış idi. Bu yasak halen devam etmektedir. Bosna Hersek: 1992-1995 yılları arasında 250 binin üstünde 300 bine yakın Bosnalı Müslüman öldürüldü. 1.5 milyon Müslüman göç etti. 10 yıl geçmesine rağmen 400 bin Müslüman geri dönmedi. 20 bin Müslüman halen kayıptır. Emperyalist güçler fuhuş, alkol, uyuşturucu ve AIDS ile Bosnalı Müslümanları imha etmek peşindedir. Kosova: Sırpların katlettiği 5 bin Kosovalı toplu mezarlardan çıkarılmıştır. Halen 4 bin kişi kayıptır. Yazarlık hayatımda en çok destek verdiğim ülke Kosova olmuştur. Ancak Kosovalılara kırgınım. Sebebi elbette şahsımla ilgili değildir. Dolar, euro yani menfaat karşılığı onbinlerce Müslüman misyonerlerin tuzaklarına düşerek Hristiyan olmuşlardır. Onun için içim sızlıyor. Afrika: Milletlerarası araştırma kurumlarına göre kıtalar arasında en dindar Afrika'dır. Şu anda 65 milyon Afrikalı açlık ile yaşama savaşı vermektedir. 10 yıl içinde 45 milyon çocuğun açlık ve yetersiz beslenme sebebiyle öleceği tahmin ediliyor. Afrika dünyanın en zengin kıtasıdır. Ama açlık, iç savaşlar, AIDS ile kitleler halinde imha ediliyor. Ve her gün Afrika zengin ülkelere 100 milyon dolar faiz ödemektedir. Zimbabwe (eski adı Rodezya) 1979'da bağımsız oldu. Ama en verimli 11 milyon hektar tarım arazisi, çoğu İngiliz (birkaç yüz beyazın) tapusu altındadır. Yerli halk sadece işçidir. NOT: 10 Aralık 2005 tarihinde çıkan yazımda "Kaldı ki İstanbul, İzmir, Doğu Akdeniz, Halep bölgelerinde Ermeniler tehcire tabi tutuldular" cümlesinin sonu "tehcire tabi tutulmadılar" şeklinde olacaktır. Düzeltir özür dilerim.