Bazıları Türk ve İslam Dünyasındaki misyoner faaliyetlerini küçümsemekte ve tehlikenin boyutlarını görememektedirler. Bazıları da misyoner faaliyetleriyle ilgili yazılarımı bir nevi şahsıma münhasır bir tutku, fanatik görüş gibi zannetmektedir. İslam Dünyası içerisinde asırlardır çok mühim roller üstlenmiş olan Türk Dünyası bu konuda adeta bir bunalım yaşamaktadır. Orta Asya'daki durum son derece vahimdir. Kazakistan'da vaftiz merasimleri salonlarda değil stadyumlarda yapılmaktadır. Bu feci durum inananların kalplerini sızlatacak önemli bir vakıadır. Ve üzülmemiz imanın bir tezahürüdür... Dini coğafya giderek değişmektedir. Avrupa (AB) asırlardır Hıristiyanlığın ana merkezi itici gücü ve Hıristiyanlığın temsilcisi idi. Ama bugün Avrupa'da genç ve yaşlı nesiller her ne kadar Hıristiyan kültürünü yaşamakta ve benimsemekte ise de inanç noktasında Hıristiyanlığı red etmektedir. Çok büyük çoğunluk da ateist olduğunu itiraf etmektedir. Asırlardır süregelen faaliyetler Başta Vatikan olmak üzere Katolik Kilisesi Protestan, Ortodoks, Anglikan ve kuzeydeki bazı Hıristiyan mezhepler dünyanın en zengin döviz ve mal varlığına sahiptir. Avrupa'da azalan cemaatler başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya ve Asya'da çoğaltmak için yüzmilyarlarca dolar yani bütün İslam ülkelerinin toplam bütçelerine denk bir para harcamaktadır. Elbette bu faaliyet sadece günümüzde icra edilmemektedir. 18. asır başlarında İngiltere "İslamiyeti nasıl yok edelim" adlı 2000 sayfalık bir kitap hazırladı. Ve bu kitapta yer alan maddeler aynen İslam Dünyasında tatbik edildi. İslam Dünyasının gelişmesini önlemek için onları fakir hatta açlık sınırına düşürmek için Hıristiyan Batı her çareye başvurdu. Çağdaşlaşmak, Batıcılık, ilericilik adı altında İslam ülkeleri milli ve manevi değerlerden uzaklaşmak şöyle dursun adeta bu değerlere düşman edildi. Kültürlerinden, dillerinden hatta dinlerinden, milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırılan genç nesillerin; 100 dolar karşılığı veya kendisine bağlanan 10 dolar maaş veya vaad edilen iş gibi basit dünya menfaatleriyle ebedi hayatları mahvedildi... İslamda terör yoktur... Evet, İslamda terör yoktur... Türk tarihinde hiçbir zaman insanlar dinleri, mezhepleri, dilleri, örf ve adetleri sebebiyle katledilmemiştir. Türk tarihinde katliam yoktur. Dinlerarası hoşgörü ve diyalog şu anda misyoner faaliyetleri için İslam Dünyası ve özellikle Türkiye'ye karşı hazırlanmış tuzaktır. Ama Hıristiyan Batı'nın tarihi baştan başa katliamlarla doludur. Yalnız Müslümanlar değil diğer Hıristiyan mezheblere de katliam yapmışlardır. Saint Bart Helmi yortusunda, Fransa'da bir gecede 20 bin Katolik olmayan Hıristiyan evlerinde katoliklerce öldürüldü. Haçlı Seferlerinin birinde Hıristiyanlar Kudüs'te bulunan 70 bin Müslüman ve Yahudiyi topluca Hıristiyanlık adına katlettiler. Kuzey İrlanda'da halen Protestan ve Katolik kavgası kanlı şekilde devam etmektedir. Hıristiyanlar önce kendi iç dünyalarında diyalog ve hoşgörü tesis etsinler...