İslam ile hesaplaşma!

A -
A +

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimizin (Sallallahü aleyhi ve sellem) İslamiyeti tebliğ ettiği ilk günden bu yana İslam düşmanları gerek fert olarak gerek devlet olarak İslamiyete karşı amansız bir savaş açmışlardır. Bu savaşlarda zamanın ve ortamın şartlarına göre strateji ve taktikler icra edilmiştir. Geçmişte bilhassa İngilizler zeki çocukları sefarette çalışan Türk ailelerine verirlerdi. Bunlar medreselerde müderris yani bugünkü profesör seviyesinde dinî bilgilerle techiz edilirdi. Daha sonra bu kişiler başta Hicaz, Orta Doğu ve Osmanlı topraklarında Müslüman din adamı kisvesi altında İslamiyet dışı görüşler yayarlardı. Bugün ise İslam ülkelerininin sözde aydınlarını İslamiyeti Protestanlaştırmak için kullanmaktadırlar. Bu kişilerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazladır. Batının hesaplaşması Bu hesaplaşma genel olarak iki safhada oldu. Birinci safha İslamiyetin ve Müslümanların Avrupa'dan atılması. Nitekim asırlarca Osmanlıya karşı Haçlı Seferi sayılan savaşlarla Türkleri Anadolu'ya attılar. 1878 Berlin Anlaşmasında Bulgaristan'a bağımsızlık verilerek Osmanlıdan koparıldığında Bulgaristan nüfusunun yüzde 55'i Müslüman idi. Başta Balkanlar olmak üzere periyodik soykırım, kitle halinde katliam ve göçe zorlamalar ile ilk hedeflerine ulaştılar. Bosna ve Kosova'daki soykırım bu planın son safhası idi. Sıra Anadolu'ya gelmişti. Ancak unuttukları; Allahü teâlânın da bir hesabı olduğu idi!.. Asırlarca dünyayı sömürerek zenginleşen, refah seviyesi artan Avrupa'da aile çöktü. Kadınlarda doğum oranı çok azaldı. Avrupa yaşlandı. Genç nüfus ihtiyacını Müslüman göçmenlerle doldurdu. Avrupa birliğinin son katılan 15 ülkesi hariç 10 AB ülkesindeki Müslümanların sayısı 17 milyondur. Alman asıllı Müslüman 150 bin, Fransız asıllı Müslüman ise 60 bindir. Bütün Avrupa'da ise Müslüman nüfus 30 milyondur. Batı'nın İslamı ve Müslümanları Avrupa dışına sürme planı fiyasko ile neticelendi. Bir başka planları Asırlardır Batı'nın ikinci planı Müslüman toplulukları sekülerleştirerek (etkisizleştirilmesi) ve İslam dinini hayatın her safhasından uzaklaştırmaktır. İslamiyet Hıristiyanlık gibi "dönüşüme" uğramamıştır. Hiçbir din ve medeniyet İslamiyet kadar kendini dejenere etmek isteyenlere direnç gösterememiştir. Hıristiyan Batı'nın zulmüne, sömürüsüne karşı çıkan sadece Müslümanlar ve İslamiyettir. İslamiyet kaynaklarını da, müntesiplerini de, hayat ve hayatiyet bahşeden asil ruhunu ve dinamizmini kaybetmemiştir. Bu sebeble Batı panik içindedir. Ve vargücüyle İslam Dünyasına her yönden saldırmaktadır. Asırlardır birbiriyle boğuşan geçmişte birbirine katliam yapan Katolik ve Protestanlar, Ortodokslar, Evangelistler, süper güçler ve dünyayı idare eden sermayeler şu anda İslam Dünyasına karşı işbirliği yaparak tek cephede toplanmışlardır. Hedefleri gerçek İslamın yerine "Ilımlı İslam" adı altında İslamı değiştirmek, reform yapmak yani Protestanlaştırmaktır! Kısacası 14 asırdır yaşanılan vahye dayalı İslamı bozmaktır. Bu niyetlerini misyoner liderlerden R.C. Zaehner "Muhammed önümüzde en büyük engel" F. Lokkegard "İslamiyet bizim için bütün zamanların en büyük problemidir" sözleriyle itiraf etmektedirler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.