İsrail'e imtiyazlı muamele

A -
A +

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yapan Arap ülke temsilcileri, Batı'yı İsrail'in nükleer programını gözardı etmekle suçladı. S. Arabistan, Suriye ve Mısır, İsrail'in nükleer gücünün bölgeyi tehdit ettiğini ifade etmişlerdir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı M. El Baradei, İran'da sınırsız denetim istedi. Peki İsrail'in imtiyazı nereden kaynaklanıyor. Şaron'a göre Mısır ve Suriye 1973 yılında olduğu gibi İsrail'e saldırabilir. BM'nin Filistin'deki İnsan Hakları raportörü John Dugand, İsrail'in yaptığı, Güvenlik Duvarının Birleşmiş Milletler prensiplerine aykırı olduğunu açıklamıştır. İsrail medyası Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulmasını ısrarla savunmaktadır. ABD'nin eski Hırvatistan Büyükelçisi ve şu anda ABD Savunma Bakanlığına bağlı Milli Savunma Ünirversitesinde ders veren Peter Galbraith, Danimarka'da Iraklı Kürt partisinin düzenlediği konferansta: "Sizin şu an en büyük düşmanınız Türkiye'dir. Bağımsızlığınız önündeki engel Ankara'dır" diyerek ABD'nin gerçek niyetini ortaya koymuştur. ABD'nin Irak'taki temsilcisinin "Kürt devleti ABD'nin menfaatlerine aykırı" sözleri Türkiye'yi oyalama taktiğidir. Filistinli liderin teklifi İsrail tarafından yargılanan İkinci İntifadanın ve (El Fetih) lideri Marvan: "Tek çözüm 2 halk 2 devlet ya da iki halk tek devlet" teklifinde bulunmuştur. Siyonizmin tek manası vardır. O da Yahudilerin çoğunluğu teşkil ettiği bir Yahudi devleti ve Nil'den Fırat'a Büyük İsrail (Arz-ı Mev'ud) hayalidir. Böyle bir durum ancak Filistinlilerin ve bu geniş bölgede yaşayanların haklarının ihlali pahasına gerçekleştirilecektir. Siyonizm masalı 1400 yıllık Arap-Müslüman varlığını reddetmektedir. İsrail için Kürt devleti ara hedeftir. The Jerusalem gazetesine göre Kürtlerin de Filistinliler gibi devlet kurma hakkı vardır. Dikkate değer itiraf! 1999-2003 yıllarının İsrail Meclisi Başkanı Avraham Burg, The Guardian gazetesinde "Siyonizmin Sonu Yakındır" başlıklı yazısında: "Başbakanın halkına söylemesi gereken şey şu: Yanılmazlar devri geride kaldı. Karar verme vakti geldi. Atalarımızın topraklarının tümünü seviyoruz. Ve başka zaman olsa burada tek başımıza yaşamak isterdik. Fakat bu gerçekleşmeyecek. Arapların da hayalleri ve ihtiyaçları var. Ürdün ile Akdeniz arasında eskisi gibi açık ve net bir Yahudi çoğunluk yok. İşte bu yüzden, bedelini ödemeden devam ettiremeyiz. Bir yandan Filistinli çoğunluğu İsrail çizmesi altında bastırıp diğer yandan Ortadoğu'da tek demokrasi olduğumuzu iddia edemeyiz. İster Arap ister Yahudi olsun, burada yaşayan herkes eşit haklara sahip olmadıkça demokrasi olamaz. O bölgede Yahudi azınlığıyla, bu toprakları elimizde tutamayız." Manavgat Çayı: Yakında Manavgat Çayı'nın İsrail'e satılacağı haberi basında yer almaktadır. Bu suya Anadolu'nun ve KKTC'nin ihtiyacı vardır. *** Not: Malumunuz yazılarımda devamlı Vatikan'ın, İslamiyeti yok etmek için İslam âlemi üzerinde oynadığı sinsi oyunlardan bahsediyorum. Bu oyunlardan biri de, "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" projesidir. Değerli kardeşim Yazar Mehmet Oruç son çıkardığı "Dinlerarası Diyalog Tuzağı" kitabında bu projenin iç yüzünü belgeleri ile ortaya koymaktadır. Bütün okuyucularımın bu kitabı okumalarını ve başkalarının da okumalarına vesile olmalarını arzu ediyoum. (Arı Sanat Yayınevi 0212 520 41 51)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.