Türkiye ile Yahudiler arasındaki ilişkiler Osmanlı döneminde kök saldı. İlişkiler, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel olarak artarak devam etti. Osmanlının mirasçısı Türkiye, İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke oldu. 1950'de ilk diplomatik ilişkiler başladı. Bu adım, İsrail'in bölgesel yalnızlığını kırmasına destek oldu. 80'lerin ortasına doğru Türkiye safını açıkça belli etti. Bu dönemde, İsrail'in çıkarları Türkiye'nin çıkarlarının önüne geçti... Ancak Mavi Marmara Türk-İsrail ilişkilerinin "11 Eylül"ü oldu. Paniğe kapılan İsrail, yeni müttefik arayışına girdi. Türkiye'yi yakın çevresinde kuşatmaya çalıştı. Ankara'nın hassas çizgilerini deldi. Ancak hırsından bölgesel gelişmeleri okuyamadı... İsrail, yıllardır destekçisi olan Türkiye'yi kaybetme tehlikesiyle yüz yüze geldi. Oysa Türkiye, İsrail'in en kıymetli meşrulaştırıcısıdır. İsrail'in Orta Doğu'yu kundaklayan politikasını artık Yahudi Diaspora'sı da sorguluyor. İsrail'i içeride ve dışarıda zayıflatan iç politik hesaplarıdır. En büyük düşmanı da Siyonizim'dir. Orta Doğu ile ilgili yazılarım aslında İsrail'in çöküşüne ayna tutuyor. Savaşların tohumu adaletsiz barıştır. Hıristiyan Batı, bütün barışları gelecekte savaş çıkartacak şekilde tasarladı. 1. Dünya Savaşı sonunda Almanya'ya zorla kabul ettirilen Versailles Anlaşması ile 2. Dünya Harbi'nin tohumları atıldı. 1948 yılında İsrail'in kuruluşu 3. Dünya Savaşı'nın temelini attı. Gelecekte İsrail'in felaketi siyonizm olacaktır. Ömrü olan İsrail'in tarihten silineceği günleri görecektir...