BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın nezaretinde 6 Eylül'de Rauf Denktaş-Glafkos Klerides arasında Paris'te yapılan zirvede, öncesinde ve sonrasında baskılar son derece artmıştır. Çoğu Türkiye'ye ve bir kısmı da Rauf Denktaş'a yapılan baskıların odak merkezi ABD ve AB'dir. Rauf Denktaş haklı olarak asla taviz vermemektedir. Şayet Denktaş olmasaydı şimdiye kadar çoktan Kıbrıs'ta ENOSİS gerçekleşmiş olurdu. Rauf Denktaş'ın görüşü: "Baskı yapıp taviz isteyeceklerine önce egemenliğimizi tanısınlar. Anlaşmanın ancak egemen devletler arasında yapılabileceğini..."dir. Aralık 2002 Kopenhag Zirvesine kadar Kıbrıs meselesinin Rumlar lehinde halli için siyasi, ekonomik ve çeşitli baskılar artmıştır. Rauf Denktaş'ın haklı istekleri: "Kıbrıs Meselesinin halledilmesi için Rum tarafının Kıbrıs Türkünün egemenliğini kabul etmesi; her şeyin Kıbrıs Türkünün egemenliği üzerine kurulmasına müsaade etmesi; böylelikle yırtılıp atılacak bir kağıtla göz boyanmaması... AB onları (Kıbrıslı Rumları) alacak Bizler havada mı kalacağız? Böyle şey yok. Devletimize ve anavatanımıza dört elle sarılacağız. Ve egemenliğimizi ta ilk günden tanıyan anavatan ile yeni bir teşkilatlanmaya gireceğiz. Bu gayet tabiidir. Bu teşkilatlanma arasında Kıbrıs Rumlarının bunca yıl dış temaslarda bize çıkarttıkları engelleri göz önünde tutarak kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri ile en yakın işbirliğini yapmak görevimiz olacaktır... Mali açıdan zaten Türk parasını kullanıyoruz. Bunun da ayarlamasının gayet kolay olacağını... Her konuda anavatan ile işbirliği ve Kıbrıs Türklerinin Türk vatandaşı gibi muamele görerek aradaki mevcut engellerin ortadan kaldırılmasının memleketin yüzünü güldürerek geleceğimizi sağlama bağlayacağını... Türkiye AB'ye girdiğinde biz de gireriz. Kaçan tren yoktur. Kaçan tren Rumun trenidir. Sahte bir bayrak altında gitmektedir. Buna kanarak biz de trene binersek, gideceğimiz yer Yunanistan'ın kucağıdır..." Kıbrıs'ta yeni bir savaş mı? The Daily Telegfraph gazetesinde "Kıbrıs: Aman Dikkat" başlıklı yazıda: "AB, Kıbrıs'ta çözümü üyelik şartı olarak ortaya koymalı. Bölünmüş bir adayı üyeliğe kabul etmek ne AB'nin ne Kıbrıs'ın ne de Yunanistan'ın menfaatinedir. Rumların AB'ye girişi örtülü ENOSİS'tir. Bu ise yeniden savaş sebebi olur. AB Türk-Yunan Savaşı için zemin hazırlıyor..." denmektedir.