Kıbrıs meselesi çıkmazı

A -
A +

Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos New York dönüşü Larnaka Havaalanında yaptığı açıklamada: "Amerikalı yetkililerin ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Rauf Denktaş'ın görevden uzaklaştırılmasını istedikleri izlenimini edindiğini" söyledi. ABD ile AB arasında derin görüş ayrılıkları olsa da; Kıbrıs Meselesi konusunda Türkiye'ye ve KKTC'ye karşı aynı saftadırlar. ABD ve AB, Kıbrıs'ta çözümün Annan Planına göre hallinin önünde temel engel olarak Rauf Denktaş'ı görmektedirler. 14 Aralık seçimlerinde Rauf Denktaş'ın tasfiyesi için muhalefete son derece büyük para yardımı yapmaktadır. Muhalefetin bazısı kendisini Rum soykırımından kurtaran Türk askerine "işgalci" diyecek kadar nankörlük ve KKTC'nin bağımsızlığına ihanet edecek kadar benliğinden koparmıştır. Annan Planını, BM Genel Sekreteri hazırlamamıştır. David Hannay'ın, Annan'ın İngiliz danışmanlarıyla birlikte, Kıbrıs Rum Yönetimine danışarak hazırladığı bir plandır. Bu plan Türklere eşit şartlar değil, Kıbrıslı Türklerin çözülüşü ve Kıbrıs'ta Türk varlığını sona erdirmek için hazırlanmıştır. Rum yönetiminin eski lideri Klerides övünerek şu açıklamayı yapmıştır: "Annan planının neleri ihtiva edeceğini daha plan hazırlanırken biliyorduk. Şu ve bu değişsin diye isteklerde bulunduk. Eğer şu veya bu konuyu ihtiva ederse biz bu planı reddedeceğiz dedik" Rum lideri Papadopulos'un itirafına göre: "Nisan 2002'den sonra Denktaş'ı müzakerecilikten uzaklaştırmak için elimizden geleni yaptık. Türkiye'nin Denktaş'a sahip olmaması için ABD ve AB ile birlikte kampanya başlattık. 14 Aralık 2003 seçimlerinde Türkiye'nin tesirinin sıfırlanması ve bu seçimde AB, ABD, Rum ve Yunanistan tesirinin artması için para ve siyasi destek sağladık." Muhalefet demokrasinin gereğidir Çok partili demokrasinin olduğu ülkelerde muhalefet demokrasinin gereğidir. Tarih boyunca dünyanın hiç bir ülkesinde bağımsızlığını maddi menfaatler karşılığı satan bir topluluğa rastlanmaz. Geçmişte Bosna ve Kosova, günümüzde Irak, Filistin, Afganistan, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Keşmir, Burma, Ogaden (Habeşistan) ve daha nice yerlerde insanlar, bağımsızlık için seve seve kanlarını, canlarını, mallarını feda ederken; Kıbrıslı bazı (sözde) Türkler, kendi ifadelerine göre Avrupalı bir Kıbrıs; gerçekte AB ve Euro uğruna; Rum'a köle olmaya can atmaktadırlar! Kumar, fuhuş, eğlence had safhada, mafyanın karapara aklama istasyonu olmuştur. Bu hale Rumlar değil, 1974'ten bu yana bazı Türk bürokrat ve iktidarları sebep olmuştur. Elbette bütün Kıbrıslı Türkleri ve muhalefeti suçlamıyorum. Ama muhalefetin içinde küçümsenmeyecek kadar kişi, 1963-1974 arası Rum katliamından kendilerini kurtaran Türk askerini işgalci görmektedir. Bu kişiler tarım ve hayvancılığı terk edip tembelleşen, direniş ruhunu kaybetmiş, tarihlerinden kopmuş, örf ve âdetlerini unutmuş, inançlarını bırakmıştır. Rum potasında benliğini kaybetmiş AB kimliği ve Euro'yu putlaştıran bu sözde Türklere; KKTC'nin ve Türkiye'nin geleceğini teslim etmek; yalnız KKTC'nin değil Türkiye'nin de zararına olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.